Bu Blogda Ara

2 Mart 2013 Cumartesi

Meyve Suyu İhracatı

MEYVE SULARI

Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları



Ürün Adı GTİP No

Portakal Suyu (Dondurulmuş) 200911

Diğer Portakal Suları 200912,200919

Greyfurt Suyu 200921,200929

Diğer Turunçgil Suları 200931,200939

Ananas Suyu 200941,200949

Domates Suyu 200950

Üzüm Suyu 200961,200969

Elma Suyu 200971,200979

Diğer Meyve /Sebze Suları 200980

Karışık Meyve/Sebze Suları 200990

Kaynak: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı



TÜRKİYE'DE ÜRETİM



Ülkemizde meyve suyu üretimi 1960’lı yılların sonlarında başlamıştır. Yıllar içinde



teknolojik gelişmeler yakından takip edilmiş ve ürün çeşitlendirmesine gidilmiştir. İç



pazarda özellikle şeftali, vişne, kayısı ve karışık meyve nektarları tüketilmekte iken,



ihracatta ağırlıklı olarak elma suları önem kazanmıştır. Ancak son yıllarda değişen



eğilimler doğrultusunda iç pazarda elma, nar, domates ve üzüm suyuna ve özellikle % 100



meyve suyuna olan talebin artması bu ürünleri de iç pazarda kayda değer bir konuma

getirmiştir.





Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) verilerine göre meyve suyuna işlenen meyve



miktarı 2000 yılında 433 bin ton iken, 2007 yılında 737 bin tona çıkmış, 2010 yılında ise



825 bin tona yükselmiştir. Aynı zamanda var olan meyve çeşitlerine ek olarak ayva, havuç



(siyah ve sarı) ve çilek de meyve suyuna işlenen meyveler arasında yer almıştır. Meyve

suyuna işlenen meyveler arasında elma %46 pay ve 376 bin ton ile ilk sırada gelmekte,

söz konusu ürünü %11 pay ve 95 bin ton ile şeftali, %10 pay ve 79 bin ton ile nar, %9 pay

ve 73,5 bin ton ile vişne ürünleri takip etmektedir.





MEYED verilerine göre toplam meyve konsantresi üretimi 2010 yılında 2006 yılına kıyasla



%53 nispetinde artış kaydederek 96 bin tona ulaşmıştır. Toplam konsantre üretimi



içerisinde en büyük pay %58 ile elma konsantresine aittir. İkinci sırada %17 ile vişne

konsantresi yer almakta olup, %8’lik pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.

Anılan yılda yılı toplam meyve püresi üretimi ise 2006 yılına nazaran %44 oranında

yükselerek 122 bin ton seviyesine ulaşmıştır. Toplam meyve püresi üretimi içerisinde en

büyük pay %59 ile şeftali püresine aittir. İkinci sırada %24 ile kayısı püresi yer almakta

olup, %6’lık pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.



TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ


İhracat



Türkiye, sahip olduğu ekolojik yapısı ve üretim alanı itibariyle yaş meyve üretiminde



dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumundadır. Bu durum, Türk meyve suyu sektörü



için de önemli avantajlar sağlamaktadır.





Türkiye’nin meyve suyu ihracatı 1970 yılında 6 ton gibi sembolik bir miktarla başlamış ve



2010 yılı ihracatımız ise 174 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında ise meyve



suyu ihracatımız bir önceki yıla kıyasla değer bazında %26,7’lik artış kaydetmiş ve 221



milyon dolar seviyesine ulaşmıştır.



Türkiye’nin meyve suyu ihracatında en önemli yeri teşkil eden ürün elma suyudur.

Toplam elma suyu ihracatımız 2011 yılında yaklaşık 108 milyon dolar olarak

gerçekleşmiş, böylece toplam meyve suyu ihracatına oranı %47 olmuştur. Vişne,

şeftali, kayısı suları ve sebze suları gibi ürünlerin bulunduğu diğer meyve/ sebze

suları ise aynı yıl itibarıyla 93 milyon

dolarlık ihracat rakamına ulaşmıştır.



Bahse konu sektörde ülkemizin ihracat kompozisyonuna ülke bağlamında

bakıldığında, Avrupa Birliği ülkelerinin ağırlıklı olduğu müşahede edilebilir. Nitekim, Türkiye’nin

meyve suyu ihracatında ilk sırada 42,3 milyon dolarla Almanya gelmektedir. Söz konusu ülkeye

yönelik ihracat değer bazında %46,2 gibi anlamlı oranda artış kaydetmiştir. Diğer taraftan,

İngiltere ve Belçika’ya gerçekleştirilen değer bazında ihracatta rekor artışlar, sırasıyla

%170 ve %512, kaydedilmiştir.





İthalat





Türkiye’nin meyve suyu ithalatı 2011 yılında ihracata paralel olarak artış göstererek 29

milyon dolara ulaşmıştır.



Söz konusu ithalat artışında temel belirleyici unsuru, dondurulmuş portakal suyu ve diğer

meyve ve sebze suları ithalatında yaşanan artışlar oluşturmuştur.





Türkiye’ye 2011 yılında toplam 44 ülkeden meyve suyu ithalatı gerçekleştirilmiştir. İsrail,

Brezilya, Hollanda ve KKTC ithalatımızda önde gelen ülkelerdir.

2011 yılında, İtalya’dan gerçekleşen ithalat değer bazında %3034, İspanya’dan

gerçekleştirilen ithalat ise %2141 gibi rekor oranlarda artış kaydetmiştir.



İthalatta ilk sırada yer almakta olan İsrail’den ağırlıkla diğer turunçgil suları ve

dondurulmuş portakal suyu ithal edilmekte, Brezilya’nın ülkemize gerçekleştirdiği meyve

suyu ihracatında ise dondurulmuş portakal suları birinci sırada yer almaktadır. Yüksek

ithalat artış oranları ile dikkat çeken İspanya’dan ağırlıklı olarak dondurulmamış portakal

suyu, İtalya’dan ise diğer meyve ve suları ithal edilmektedir





DÜNYA PİYASALARI



Euromonitor verilerine göre, dünya meyve ve sebze suyu sektörünün pazar büyüklüğü

2006 ile 2011 yılları arasında toplamda %22,4 oranında artış göstererek 62 milyar litreye

ulaşmış durumdadır. Aynı dönemde yıllık ortalama artış oranı ise %4 olarak

gerçekleşmiştir.





2011 yılı itibarıyla Asya-Pasifik bölgesi küresel pazardan aldığı %34’lik pay ile lider

konumdadır. Bahse konu bölgenin 2006 – 2011 yılları arasındaki büyüme performansına

bakıldığında, sektör büyüklüğünün mutlak olarak 8 milyar litrelik artış kaydettiği, söz

konusu dönemde (yıllık olarak ortalama %10,2, birikimli olarak ise %62,8 oranlarının da

işaret ettiği gibi) çok yüksek bir büyüme temposu yakaladığı görülmektedir.



Diğer taraftan, Latin Amerika piyasasının da, Asya-Pasifik pazarında olduğu gibi dinamik



ve istikrarlı bir büyüme performansı yakaladığı gözlenmektedir. Latin Amerika pazarı 2006

– 2011 yılları arasında %62,7 oranında büyüme kaydetmiş, yıllık ortalama büyüme oranı

ise 10,2 olarak gerçekleşmiştir. Bahse konu sürecin sonunda Latin Amerika pazarının

küresel meyve ve sebze suyu sektöründen aldığı pay %9,8 olarak gerçekleşmiştir. Kuzey

Amerika ve Batı Avrupa’nın pazar payları sırasıyla %18,3 ve %18,4 ile birbirine oldukça

yakındır. Büyük ve önemli piyasalar olmalarına rağmen, söz konusu dönemde iki bölge

pazar hacminde de daralma gözlenmiştir. Kuzey Amerika bölgesi 2006 – 2011 döneminde

%4,1, Batı Avrupa ise %2,9 oranında küçülme kaydetmiştir. Mevcut eğilimin devamı

halinde, iki bölgenin de pazar paylarında gerileme yaşanacağı değerlendirilmektedir.





Fert başına düşen küresel yıllık meyve ve sebze suyu tüketimi 2011 yılında 2006 yılına

kıyasla %15,5 oranında artarak 7,6 litreden 8,8 litreye çıkmıştır. Söz konusu dönemde

yıllık ortalama tüketim artışı ise %2,9 olmuştur. MEYED verilerine göre, 2010 yılı itibarıyla

ülkemizde fert başına tüketim yaklaşık 10 litre olup, dünya ortalamasının üzerinde

seyretmektedir. Bununla birlikte Kuzey Amerika ve Batı Avrupa tüketimi ile

karşılaştırıldığında oldukça düşüktür.



2011 yılı itibarıyla fert başına tüketimin en fazla olduğu bölgeler olarak Kuzey Amerika

(32,4 litre), Batı Avrupa (23,2 litre) ve Doğu Avrupa (18,6 litre) öne çıkmaktadır. Asya-

Pasifik ve Kuzey Afrika – Ortadoğu bölgeleri fert başına tüketimin en az olduğu bölgeler

olmakla birlikte, 2006 – 2011 yılları arasında anılan bölgelerde tüketimin ivmelenerek

arttığı müşahede edilmektedir. Bahse konu dönemde Asya-Pasifik bölgesinde fert başına

tüketim miktarının %54,9, Kuzey Afrika-Ortadoğu bölgesinde ise %20,4 oranında arttığı

görülmektedir.



Benzer şekilde, yıllık tüketimin fert başına 10,1 olduğu Latin Amerika pazarında da 2006 –

2011 arasında tüketim %54 oranında yükselme kaydetmiştir.

Bu itibarla, gerek pazar hacmi, gerekse de fert başına tüketim miktarlarında kaydedilen

dinamik ve istikrarlı büyüme dikkate alındığında, Asya-Pasifik ve Latin Amerika pazarları

meyve ve sebze suyu ihracatı açısından önemli potansiyel arz etmektedir.







Dünya meyve ve sebze suyu piyasasında önde gelen firmaların pazar paylarına



bakıldığında, küresel pazarın oligopolistik bir nitelik taşımadığı ve dünya piyasalarında

yoğunlaşmanın nispeten düşük olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim, en büyük 10

firmanın pazar paylarının toplama oranı % 19 seviyesinde olup, söz konusu firmaların 4

tanesi Çin Halk Cumhuriyeti, 4 tanesi ABD menşelidir. Diğer taraftan, ilk 10 içerisinde bir

adet Meksika ve Almanya kökenli firma bulunmaktadır.

2011 yılı itibarıyla ABD menşeli iki firmanın Coca Cola (Minute Maid) ve PepsiCo

(Tropicana)’nun sırasıyla %5,2 ve %3,2’lik pazar paylarıyla ilk iki sırada yer aldığı

anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ÇHC menşeli firmalar söz konusu dönemde pazar

paylarını önemli ölçüde artırarak küresel ölçekte iddialı aktörler konumuna gelmişlerdir.



DÜNYA TİCARETİ


Dünya İhracatı



Dünya meyve suyu ihracatında 2010 yılı itibariyle portakal suları (%38,4) en fazla paya

sahiptir. Elma suyu (%16), diğer meyve/sebze suları (%16) ve karışık meyve ve sebze

suları (%10) dünya ticaretinde öne çıkan meyve suyu çeşitleridir.







Brezilya, Hollanda, ABD, Belçika, Almanya ve Çin dünyadaki önemli ihracatçılardır. Bu

ülkeler, değer olarak dünya meyve suyu ihracatının yarısından fazlasını

gerçekleştirmektedirler. Brezilya tek başına dünya ihracatı içinde % 14,4’lük paya sahiptir.

Brezilya’nın ihraç ürünleri arasında başta dondurulmuş portakal suyu olmak üzere diğer

portakal suları, diğer meyve/sebze suları ve elma suyu gelmektedir .









Dünya İthalatı



ABD, Almanya ve Hollanda dünya ihracatında olduğu kadar ithalatında da önemli bir yere

sahiptir. Bu ülkelerin ithalatı daha çok konsantre meyve suları üzerine olmaktadır. ABD ve

Almanya dünya ithalatında sırasıyla %11,8 ve %10,1’lik payları ve Hollanda %9,2’lik

payları ile büyük ithalatçı konumundadır.





ETİKETLER : PORTAKAL SUYU İHRACATI , meyvesuyu ihracatı , üzüm suyu ihracatı , Portakal Suyu (Dondurulmuş) gtip 200911 ihracat,Diğer Portakal Suları gtip 200912 gtip 200919 ihracat ,Greyfurt Suyu gtip 200921 gtip 200929 ithalat ihracat ,Diğer Turunçgil Suları gtip 200931 gtip 200939 ihracat ,Ananas Suyu gtip 200941 gtip 200949 ihracat ,Domates Suyu gtip 200950 ihracat ,Üzüm Suyu gtip 200961 gtip no 200969 ihracat ,Elma Suyu gtip 200971 gtip 200979 ihracat ,Diğer Meyve /Sebze Suları gtip 200980 ihracat ,Karışık Meyve/Sebze Suları gtip no 200990 ihracat ,MEYVESUYU ÜRETİMİ ,DÜNYA MEYVESUYU ÜRETİMİ İHRACATI İTHALATI

Makarna İhracatı

MAKARNA



SITC NO : 048.3 makarna

ARMONİZE NO :

1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)

190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna

190220: doldurulmuş makarna

190230: diğer makarnalar

190240: kuskus



Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler

ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve

uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.

Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun

olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten

sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.

Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan

ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve

1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın

anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı

Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”

günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine

götürdüğüdür.



Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler

Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne

göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02

pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle

doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,

lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka

şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.



TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ



Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde

Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında

tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan

ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine

geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan

üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu

üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.

1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla

sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut

fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk

bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.

1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin

ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile

paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük

fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite

710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.



Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan

tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,

üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil

olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun

üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.

Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi

olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve

Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.

Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç

ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi

belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin

düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.



Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,

üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin

değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel

olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç

talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri

kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg

olduğu tahmin edilmektedir.





Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara

Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu

Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin

daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame

ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin

yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.

Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede

makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve

Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan

“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .



Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.

bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç

amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini

almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler

tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.



TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

İhracat



Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl

sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.

dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar

kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen

ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam

297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar

bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış

göstermiştir.



Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri

olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni

açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite

artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği

görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait

arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım

rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında

sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -

1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.





Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı

(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri



1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin

ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve

kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata

yöneltmişlerdir.



Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına

kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden

itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi

kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı

imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek

olmuştur.





Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere

karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli

olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine

kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde

incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri

pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan

ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya

ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince

değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.



1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000

yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en

önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan

en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları

içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.

2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya

olmuştur.

Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır

SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ

Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan

ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte

batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici

olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı

istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan

durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli

bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi

karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna

sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak

amacıyla da ithalat yapabilmektedir.



Dünya Üretimi ve Tüketimi



Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi

yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler

sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.



Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer

almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı

6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.



Dünya İhracatı



Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar

dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar

payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine

dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı

ülkelere de tanımaktadır.



Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek

mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici

ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler

vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.

Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak

ortaya çıkmaktadır.



Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin

dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996

yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında

İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.

İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren

ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli

ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara

yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış

kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar

ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.

sırada bulunmaktadır.



Dünya İthalatı



Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan

ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte

batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici

olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı

istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan

durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli

bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi

karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna

sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak

amacıyla da ithalat yapabilmektedir.



Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya

Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun

yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.





 makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no


More Sharing Services
Paylaş
| Site Haritası
Site Haritası
Üyelik Girişi
Kullanıcı adı
Şifre

Parolamı unuttum
Üye olmak istiyorum
Detaylı Ara
Ürün Kategorileri
Elektronik
































































































26 Şubat 2013 Salı

Makarna İhracatı

MAKARNA



SITC NO : 048.3 makarna

ARMONİZE NO :

1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)

190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna

190220: doldurulmuş makarna

190230: diğer makarnalar

190240: kuskus



Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler

ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve

uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.

Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun

olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten

sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.

Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan

ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve

1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın

anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı

Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”

günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine

götürdüğüdür.



Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler

Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne

göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02

pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle

doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,

lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka

şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.



TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ



Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde

Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında

tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan

ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine

geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan

üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu

üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.

1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla

sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut

fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk

bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.

1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin

ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile

paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük

fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite

710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.



Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan

tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,

üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil

olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun

üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.

Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi

olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve

Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.

Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç

ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi

belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin

düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.



Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,

üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin

değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel

olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç

talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri

kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg

olduğu tahmin edilmektedir.





Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara

Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu

Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin

daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame

ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin

yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.

Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede

makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve

Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan

“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .



Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.

bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç

amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini

almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler

tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.



TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

İhracat



Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl

sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.

dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar

kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen

ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam

297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar

bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış

göstermiştir.



Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri

olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni

açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite

artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği

görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait

arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım

rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında

sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -

1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.





Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı

(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri



1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin

ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve

kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata

yöneltmişlerdir.



Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına

kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden

itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi

kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı

imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek

olmuştur.





Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere

karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli

olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine

kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde

incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri

pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan

ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya

ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince

değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.



1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000

yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en

önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan

en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları

içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.

2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya

olmuştur.

Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır

SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ

Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan

ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte

batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici

olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı

istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan

durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli

bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi

karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna

sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak

amacıyla da ithalat yapabilmektedir.



Dünya Üretimi ve Tüketimi



Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi

yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler

sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.



Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer

almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı

6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.



Dünya İhracatı



Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar

dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar

payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine

dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı

ülkelere de tanımaktadır.



Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek

mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici

ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler

vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.

Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak

ortaya çıkmaktadır.



Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin

dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996

yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında

İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.

İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren

ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli

ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara

yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış

kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar

ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.

sırada bulunmaktadır.



Dünya İthalatı



Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan

ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte

batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici

olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı

istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan

durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli

bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi

karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna

sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak

amacıyla da ithalat yapabilmektedir.



Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya

Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun

yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.





Etiketler: makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no
































Hediyelik Eşya Ve El Sanatları Ürünleri İhracatı

HEDİYELİK EŞYA VE EL SANATLARI ÜRÜNLERİ





Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli

uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik

oluşturmuştur. Geleneksel Türk El Sanatlarını; halıcılık, kilimcilik, cicim zili, sumak, kumaş

dokumacılığı, yazmacılık, çinicilik, seramik-çömlek yapımcılığı, işlemecilik, oya yapımcılığı,

deri işçiliği, müzik aletleri yapımcılığı, taş işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, semercilik, maden

işçiliği, keçe yapımcılığı, örmecilik, ahşap ve ağaç işçiliği, arabacılık vb. sıralanabilir.

Geleneksel el sanatlarımızdan dokumaların hammaddeleri yün, tiftik, pamuk, kıl ve ipekten

sağlanmaktadır. Dokuma; eğirme veya başka yollarla iplik haline getirilerek veya elyafı

birbirine değişik metotlarla tutturarak bir bütün meydana getirme yoluyla elde edilen her

cins kumaş, örgü, döşemelik, halı, kilim, zili, cicim, keçe, kolonlar vb.'dir. Dokumacılık

Anadolu'da çok eskiden beri yapılagelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş ve olmaya

devam eden bir el sanatıdır.



El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oyalar; süslemek, süslenmek amacından başka

taşıdıkları anlamlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır. Günümüzde Anadolu'da

tığ, iğne, mekik, firkete / filkete gibi araçlarla yapılan oyaların ya bordür ya da bir motif

olarak tasarlanmış olanları, kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklerine göre değişik

adlar almaktadır. Bunlar; iğne, tığ, mekik, firkete / filkete, koza, yün, mum, boncuk ve

kumaş artığı olarak sıralanabilir. Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep,

İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha

yoğun olarak yapılmakta, ancak eski önemini kaybederek çeyiz sandıklarında varlığını

korumaya çalışmaktadır.



Geleneksel kıyafetlerle birlikte kullanılan oyalarımızın yanı sıra takılarda dikkat çekici

aksesuarlardandır. Anadolu'da yaşamış tüm uygarlıklar değerli ve yarı değerli taşlarla

metalle birlikte veya ayrı işleyerek sanatsal nitelikli eserler üretmişlerdir. Selçuklularla

birlikte gelen değişik üslupların en önemlisi Türkmen takılarıdır. Osmanlı İmparatorluğu

döneminde ise imparatorluğun gelişimine paralel olarak mücevhercilik önem kazanmıştır.

Anadolu'da Tunç Çağında bakır, kalay katılarak tuncun elde edilmesinden sonraki

dönemlerde bakır, altın, gümüş gibi madenler de dövme ve dökme tekniğiyle

işlenmişlerdir.



En çok kullanılan maden bakır, kalaylanarak mutfak eşyası yapımıyla

sürdürülmektedir. Maden işçiliğinde dövme, telkari, kazıma (kalemkar), çekiç işi kakma,

küftgani, savatlama, ajur kesme gibi teknikler kullanılmaktadır.

Bakırın yanı sıra pirinç, altın, gümüş gibi metallerle yapılan el sanatları günümüzde üstün

işçilik ve çeşitli tasarımlarla yaşatılmaya çalışılmaktadır.



Ahşap işçiliği Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişip, kendine özgü bir niteliğe ulaşmıştır.

Selçuklu ve Beylikler dönemi ağaç eserler daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları

gibi mimari elemanlar olup üstün işçilik içermişlerdir.



Osmanlı döneminde sadeleşerek

daha çok sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, kayık, rahle, Kuran

muhafazası gibi gündelik kullanım eşyaları ve pencere, dolap kapağı, kiriş, konsol, tavan,

mihrap, minber, sanduka gibi mimari eserlerde uygulanmıştır. Ağaç işçiliğinde kullanılan

malzeme daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacıdır. Kakma, boyama,

kündekâriz, kabartma-oyma, kafes, kaplama, yakma gibi tekniklerle işlenen ahşap eşyalar

günümüzde de kullanılmaktadır.




Bu teknikler Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beykoz, Ordu illerinde halen

devam eden baston yapımcılığı ile günümüze ulaşmıştır. İşçiliğin yanı sıra hammaddesine

göre değer kazanan baston ve asaların kullanımı yüzyıllar boyunca sürmüş, 19. yüzyılda

yaygınlaşmıştır. Baston ve asaların sap kısımları; gümüş, altın, kemik, sedef gibi

malzemelerden, gövde kısımları ise gül, kiraz, abanoz, kızılcık, bambu, kamış vb.

ağaçlardan yapılmaktadır.



Mimariye bağlı olarak gelişen diğer bir sanat kolu da çini sanatıdır. Anadolu'ya

Selçuklularla girmiştir. Figürlü sanat eserlerini kullanmaktan çekinmeyen Selçuklu

sanatkarlar özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuşlardır. 14. yüzyılda İznik, 15.

yüzyılda Kütahya, 17. yüzyılda Çanakkale'de başlayan seramik sanatı bu yörelerde

kendilerine has renk, desen, form özellikleri ile Osmanlı Dönemi seramik ve çini sanatına

yeni yorumlar getirmiştir. 14. - 19. yüzyıllar arası Türk çini ve seramik sanatı fevkalade

yaratıcı işçiliği ile dünya çapında üne kavuşmuştur. Günümüzde çini merkezi Kütahya'dır.

Burada daha ziyade Selçuklu renk, desenler taklit edilerek üretim yapılmaktadır.

Anadolu uygarlıklarından elde edilen cam işçiliğinin en seçkin örnekleri günümüzde

"cam"ın tarihi gelişimi konusuna ışık tutmaktadır. Çeşitli model ve formlarda vitray,

Selçuklular döneminde geliştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un

fethiyle camcılığın merkezi bu kent olmuştur. Çeşm-i bülbül, Beykoz işi bu dönemden

günümüze ulaşabilen tekniklerden bazılarıdır.





Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir-Görece köyündeki ustalar

tarafından gerçekleştirilmiştir. Anadolu'nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam

boncukları görmek mümkündür. Nazarlık yoluyla canlı veya nesneye yönelen bakışların

dikkatinin başka bir nesneye yöneleceğine inanılır. Bu nedenle nazar boncuğundan

yapılan nazarlıklar canlının veya nesnenin görünen bir yerine takılır.

Geleneksel mimaride dış cephe ve iç mekan süslemesinde taş işçiliğinde önemli bir yer

tutmaktadır. Taş işçiliğinin mimari dışında en çok kullanım alanı mezar taşlarıdır. Oyma,

kabartma, kazıma (profito) gibi teknikler uygulanmaktadır. Kullanılan süsleme öğeleri,

bitkisel, geometrik motifler ile yazı ve figürlerdir. Hayvansal figür azdır. İnsan figürlerine ise

Selçuklu Dönemi eserlerinde rastlanmaktadır.



Günümüzde fonksiyonunu henüz kaybetmeyen sepetçilik atalardan öğrenildiği gibi halen;

saz, söğüt ve fındık dallarından örülerek yapılmaktadır. Eşya, yiyecek vb. taşıma

amacından başka ev içi dekorasyonunda da kullanılmaya başlanmıştır. Hayvancılıkla

uğraşan kırsal kesimlerde yaygın olarak kullanılan keçe, çul ve ağaçtan yapılan semer

kullanıldığı dönem boyunca geleneksel sanatların bir kolunu oluşturmuştur. Günümüzde

başta endüstrileşme olmak üzere değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı olarak

üretimleri hemen hemen kaybolmaktadır.



DIŞ TİCARET

İhracat





Türkiye’nin el sanatları ve hediyelik eşya ihracatı, 2011yılında 335.3 milyon dolar olarak

gerçekleşmiştir. İhracat içinde en önemli ürün grubu, 166 milyon dolarlık ihracatla el

halıları olup, ABD, Japonya ve Fransa en önemli ihraç pazarlarımızdır.

Hediyelik eşya ihracatında ikinci önemli ihraç kalemi gümüş mücevherattır. 2011 yılı

ihracatı 103 milyon dolardır. Başlıca ihraç pazarları ABD, Almanya ve BAE’dir.




İhracat



Dünya hediyelik eşya ihracatı, 2010 yılında 58.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. En

fazla ihraç edilen ürün elle yapılmış tablo ve resimler, dekoratif levhalardır. Dünya

hediyelik eşya ihracatında önemli olan diğer ürünler, kıymetli metaller ve kaplamalarından

kuyumcu eşyası, gümüş mücevherat ve imitasyon mücevherattır.




TÜRKİYE’DE DÜZENLENEN FUARLAR

Türkiye’de her yıl belli başlı 4 hediyelik eşya ve el sanatları fuarı düzenlenmektedir. Bunlar,

􀂃 Bijoux Expo Turkiye - www.bijouxexpoturkey.com/

􀂃 SOUVEEXPO-Souvenir Expo Turkey-

􀂃 PROMOTURK- Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı- www.promoturk.org/

􀂃 ZUCHEX- Uluslararası Zücaciye, Ev Eşyası, Dekoratif ve Elektrikli Ev Gereçleri

Fuarı - www.zuchex.com/

Fuarların tümü her yıl Eylül ayında İstanbul’da düzenlenmektedir.







FAYDALI LİNKLER

DÖSİMM

Kültür ve Turizm Bakanlığı

Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü

http://dosim.kulturturizm.gov.tr



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İletişim Formu/Contact Form

Ad

E-posta *

Mesaj *