6 Mart 2013 Çarşamba
HİNDİSTAN CEVİZİ İTHALATI NASIL YAPILIR?
İthalatçı olmak için özel bir ithalat belgesine gerek yoktur .
Yapacağınız ithalatta mağdur olmamanız açısından websitemizin :
http://www.ithalatihracat.biz/?pnum=153&pt=Nas%C4%B1l%20ithalat%C3%A7%C4%B1%20olunur?
bölümünü inceleyiniz.Ayrıca websitemizin dış ticaret bölümünde ithalat hakkında detaylı bilgilere
ulaşabilirsiniz.
İthalat işlemlerinde vergilendirme işlemi (gümrük vergi oranları ) malın çeşidine göre gtip (gümrük tarife
istatistik pozisyonu-product code, harmonized system code vs)'e ve malın menşeine göre değişmektedir.
Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
Ticari ataşeliklerimizde ücretsiz firma araştırması yapabilirsiniz ,
Çalıştığımız banka şubelerinden genel müdürlüklere ulaşıp ilgili birimden
ücret karşılığında çalıştığınız firma hakkında bilgi alabilirsiniz .
Bağlantı kurduğunuz şahıs/kişi/kuruluşların e-mail adreslerine dikkat ediniz,
@yahoo.com, @gmail.com, @hotmail.com uzantılı mail adresleriden ziyada
'' @firma'' veya şirket adı ile sona erenler ile iletişime geçiniz.
Firmalarla yaptığınız sözleşmelerin her zaman bir geçerliliği yoktur . Sözleşmelerin yanında
satıcı/ihracatçı firmadan firma imza sirküleri talep ediniz.Ayrıca ithalat yapmadan önce karşı taraftan
malın nerede yükleneceğini sorun ve malın depolandığı yerin göstermesini talep edin.
Yurtdışından ithalatta ödemeyi Nasıl Güvenli Yapabilirim ya da Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
İthalatta ödemeyi güvenli şekilde yapmak için :
Satıcıyla yaptığınız sözleşmeye istinaden Nakit Ödemeyi (peşin ödemeyi /cash in advance)
yaptığınız takdirde ödenen peşin bedelin geri ödenme ya da malın yüklenme garantisi yoktur.Peşin ödeme
yapmadan önce satıcının/ihracatçının bankasından PEŞİN ÖDEME GARANTİSİ ( ADVANCE PAYMENT GUARANTEE) talep
etmelisiniz.
YURTDIŞINDAN İTHAL ETMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ÜRÜNÜN KALİTESİNDEN NASIL EMİN OLABİLİRSİNİZ?
Malın üretim aşamasından yükleme aşamasına kadar olan süreyi kapsacak
ve uluslararası saygınlığı olan SGS firmalarınca düzenlenen ya da konusunda
uzman sizin yetkili / yetkililerince düzenlenecek bir
'' GÖZETİM SERTİFİKASI (inspection certificate )'' isteyerek ürünün
istenen kalite ve özelliklerde olmasını sağlayabilirsiniz.
Hindistan Cevizi ithalatına başlamadan önce gümrük vergisi, KDV, diğer masraflar ve
yaklaşık maliyet gibi konularda tecrübeli bir gümrük müşavirine danışınız.
HİNDİSTAN CEVİZİ İTHALATI
Hindistan cevizi (kuru) gümrük istatistik tarife pozisyonu (gtip):Harmonise Code (hs code ) 080111000000
desiccated coconuts
Taze Hindistan Cevizi gtip no (Harmonise code-hs code ) : 080119000000 fresh coconuts ,whether or not shelled or peeled
Taze İç Hindistan Cevizi (endocarp ) gtip no) (harmonised code -hs code) : 080112000000
TÜRKİYE'NİN 2012 YILINDA HİNDİSTAN CEVİZİ (kuru) İTHALAT MİKTARI (GTİP 080119000000)
20 MİLYON 154 ABD DOLARI'DIR.
TÜRKİYE 'NİN KURU HİNDİSTAN CEVİZİ İTHALAT YAPTIĞI ÜLKELER :
FİLİPİNLER
ENDONEZYA
SRİ LANKA
VİETNAM
TAYLAND
MALEZYA
SİNGAPUR
HİNDİSTAN
BREZİLYA
Sources : ITC calculations based on Turkish Statistical Institute (TURKSTAT) statistics.
2011 YILI DÜNYADAKİ KURU HİNDİSTAN CEVİZİ İHRACATÇI ÜLKELER:
FİLİPİNLER
SRİ LANKA
ENDONEZYA
SİNGAPUR
VİETNAM
HOLLANDA
BELÇİKA
ALMANYA
DOMİNİK CUMHURİYETİ
ITC calculations based on UN COMTRADE statistics until January, 2007
TÜRKİYE 2011 YILINDA KURU HİNDİSTAN CEVİZİNİ TONUNU ORTALAMA 2,017 DOLARDAN İTHAL ETMİŞTİR.
2011 YILI TÜRKİYE'NİN İTHAL KURU HİNDİSTAN CEVİZİ TON FİYATLARI
FİLİPİNLER - 2,543 DOLAR
ENDONEZYA - 1816 DOLAR
SRI LANKA - 1324 DOLAR
VIETNAM -1723 DOLAR
TAYLAND - 671 DOLAR
MALEZYA -589 DOLAR
SİNGAPUR -689 DOLAR
ÇİN -600
KAYNAK :TRADEMAP
HİNDİSTAN CEVİZİ GÜMRÜK VERGİSİ : AB VE MFN %30
Hindistan Cevizi gümrük vergisi hesaplamak için: http://ithalatihracat.biz/?pnum=441&pt=Ak%C4%B1ll%C4%B1%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama%20Sistemi
GÜMRÜK VERGİSİ NASIL HESAPLANIR : http://ithalatihracat.biz/?pnum=312&pt=G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Nas%C4%B1l%20Hesaplan%C4%B1r
ÖRNEK GÜMRÜK VERGİSİ HESAPLAMA : http://ithalatihracat.biz/?pnum=313&pt=%C3%96rnek%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama
3 Mart 2013 Pazar
Oto Araç İçi Kamera İthalatı
ARAÇ İÇİ KAMERA İTHALATI NASIL YAPILIR ?
İthalatını düşündüğümüz ürünün mutlaka doğru gtip no bulmamız gerekmektedir.
OTO ARAÇ İÇİ KAMERA GÜMRÜK İSTATİSTİK TARİFE POZİSYONU (GTİP NO ) :
Görüntü kaydedici diğer kameralar 85.25.80.99.0000.001 (sivil amaçlı )
Oto kamera gümrük vergisi hesaplamak için: http://ithalatihracat.biz/?pnum=441&pt=Ak%C4%B1ll%C4%B1%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama%20Sistemi
GÜMRÜK VERGİSİ NASIL HESAPLANIR : http://ithalatihracat.biz/?pnum=312&pt=G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Nas%C4%B1l%20Hesaplan%C4%B1r
ÖRNEK GÜMRÜK VERGİSİ HESAPLAMA : http://ithalatihracat.biz/?pnum=313&pt=%C3%96rnek%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama
Türkiye'nin Oto kamera ithal ettiği başlıca ülkeler : Çin ,Japonya , İngiltere
Dünyadaki başlıca oto kamera ihracatçı ülkeleri : Çin,Japonya,Hong Kong ,Hollanda,Almanya ,ABD,Tayland
Kaynak :http://www.trademap.org/Country_SelProduct_TS.aspx
DÜNYADAKİ KAMERA İHRACATI YAPAN FİRMALAR :
A J Electronics
A/S FINN JENSEN IMPORT
Amconics Technology Pte Ltd
AMERICAN DATALINE, Srl
Avis Sales Corporation
Oto kamera , araç içi kamera gümrük vergi oranları :
Avrupa Birliği'nde ithalatta gümrük vergisi yüzde 0
MFN (en çok kayrılan ülkelerden ) ithalatta gümrük vergisi %14
KAYNAK :http://madb.europa.eu/madb/atDutyOverviewPubli.htm
İthalat ve ithalatçı olmak için özel bir ithalat belgesine gerek yoktur .
Yapacağınız ithalatta mağdur olmamanız açısından websitemizin :
http://www.ithalatihracat.biz/?pnum=153&pt=Nas%C4%B1l%20ithalat%C3%A7%C4%B1%20olunur?
bölümünü inceleyiniz.Ayrıca websitemizin dış ticaret bölümünde ithalat hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
İthalat işlemlerinde vergilendirme işlemi (gümrük vergi oranları ) malın çeşidine göre gtip (gümrük tarife istatistik
pozisyonu-product code, harmonized system code vs)'e ve malın menşeine göre değişmektedir.
Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
Ticari ataşeliklerimizde ücretsiz firma araştırması yapabilirsiniz .
Çalıştığımız banka şubelerinden genel müdürlüklere ulaşıp ilgili birimden
ücret karşılığında çalıştığınız firma hakkında bilgi alabilirsiniz .
Bağlantı kurduğunuz şahıs/kişi/kuruluşların e-mail adreslerine dikkat ediniz,
@yahoo.com, @gmail.com, @hotmail.com uzantılı mail adresleriden ziyada
'' @firma'' veya şirket adı ile sona erenler ile iletişime geçiniz.
Firmalarla yaptığınız sözleşmelerin her zaman bir geçerliliği yoktur . Sözleşmelerin yanında
satıcı/ihracatçı firmadan firma imza sirküleri talep ediniz.Ayrıca ithalat yapmadan önce karşı taraftan
malın nerede yükleneceğini sorun ve malın depolandığı yerin göstermesini talep edin.
Yurtdışından ithalatta ödemeyi Nasıl Güvenli Yapabilirim ya da Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
İthalatta ödemeyi güvenli şekilde yapmak için :
Satıcıyla yaptığınız sözleşmeye istinaden Nakit Ödemeyi (peşin ödemeyi /cash in advance)
yaptığınız takdirde ödenen peşin bedelin geri ödenme ya da malın yüklenme garantisi yoktur.Peşin ödeme
yapmadan önce satıcının/ihracatçının bankasından PEŞİN ÖDEME GARANTİSİ ( ADVANCE PAYMENT GUARANTEE) talep
etmelisiniz.
YURTDIŞINDAN İTHAL ETMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ
ÜRÜNÜN KALİTESİNDEN NASIL EMİN OLABİLİRSİNİZ?
Malın üretim aşamasından yükleme aşamasına kadar olan süreyi kapsacak
ve uluslararası saygınlığı olan SGS firmalarınca düzenlenen ya da konusunda
uzman sizin yetkili / yetkililerince düzenlenecek bir
'' GÖZETİM SERTİFİKASI (inspection certificate )'' isteyerek ürünün
istenen kalite ve özelliklerde olmasını sağlayabilirsiniz.
Araç kamerası (oto kamera) ithalatına başlamadan önce gümrük vergisi, KDV, diğer masraflar ve
yaklaşık maliyet gibi konularda tecrübeli bir gümrük müşavirine danışınız.
ETİKETLER : oto kamera ithalatı , oto kamera ithalatı nasıl yapılır , araç içi kamera ithalatı , araç içi kamera ithalatı nasıl yapılır , oto kamera araç içi kamera hd dvr gümrük vergisi kdv ötv oranları ,çin den kamera ithalatı , çin den oto kamera ithalatı nasıl yapılır , çin den araç içi kamera ithalatı gümrük kdv ötv oranları
ARAÇ İÇİ KAMERA İTHALATI NASIL YAPILIR ?
İthalatını düşündüğümüz ürünün mutlaka doğru gtip no bulmamız gerekmektedir.
OTO ARAÇ İÇİ KAMERA GÜMRÜK İSTATİSTİK TARİFE POZİSYONU (GTİP NO ) :
Görüntü kaydedici diğer kameralar 85.25.80.99.0000.001 (sivil amaçlı )
Oto kamera gümrük vergisi hesaplamak için: http://ithalatihracat.biz/?pnum=441&pt=Ak%C4%B1ll%C4%B1%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama%20Sistemi
GÜMRÜK VERGİSİ NASIL HESAPLANIR : http://ithalatihracat.biz/?pnum=312&pt=G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Nas%C4%B1l%20Hesaplan%C4%B1r
ÖRNEK GÜMRÜK VERGİSİ HESAPLAMA : http://ithalatihracat.biz/?pnum=313&pt=%C3%96rnek%20G%C3%BCmr%C3%BCk%20Vergisi%20Hesaplama
Türkiye'nin Oto kamera ithal ettiği başlıca ülkeler : Çin ,Japonya , İngiltere
Dünyadaki başlıca oto kamera ihracatçı ülkeleri : Çin,Japonya,Hong Kong ,Hollanda,Almanya ,ABD,Tayland
Kaynak :http://www.trademap.org/Country_SelProduct_TS.aspx
DÜNYADAKİ KAMERA İHRACATI YAPAN FİRMALAR :
A J Electronics
A/S FINN JENSEN IMPORT
Amconics Technology Pte Ltd
AMERICAN DATALINE, Srl
Avis Sales Corporation
Oto kamera , araç içi kamera gümrük vergi oranları :
Avrupa Birliği'nde ithalatta gümrük vergisi yüzde 0
MFN (en çok kayrılan ülkelerden ) ithalatta gümrük vergisi %14
KAYNAK :http://madb.europa.eu/madb/atDutyOverviewPubli.htm
İthalat ve ithalatçı olmak için özel bir ithalat belgesine gerek yoktur .
Yapacağınız ithalatta mağdur olmamanız açısından websitemizin :
http://www.ithalatihracat.biz/?pnum=153&pt=Nas%C4%B1l%20ithalat%C3%A7%C4%B1%20olunur?
bölümünü inceleyiniz.Ayrıca websitemizin dış ticaret bölümünde ithalat hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
İthalat işlemlerinde vergilendirme işlemi (gümrük vergi oranları ) malın çeşidine göre gtip (gümrük tarife istatistik
pozisyonu-product code, harmonized system code vs)'e ve malın menşeine göre değişmektedir.
Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
Ticari ataşeliklerimizde ücretsiz firma araştırması yapabilirsiniz .
Çalıştığımız banka şubelerinden genel müdürlüklere ulaşıp ilgili birimden
ücret karşılığında çalıştığınız firma hakkında bilgi alabilirsiniz .
Bağlantı kurduğunuz şahıs/kişi/kuruluşların e-mail adreslerine dikkat ediniz,
@yahoo.com, @gmail.com, @hotmail.com uzantılı mail adresleriden ziyada
'' @firma'' veya şirket adı ile sona erenler ile iletişime geçiniz.
Firmalarla yaptığınız sözleşmelerin her zaman bir geçerliliği yoktur . Sözleşmelerin yanında
satıcı/ihracatçı firmadan firma imza sirküleri talep ediniz.Ayrıca ithalat yapmadan önce karşı taraftan
malın nerede yükleneceğini sorun ve malın depolandığı yerin göstermesini talep edin.
Yurtdışından ithalatta ödemeyi Nasıl Güvenli Yapabilirim ya da Satıcıya /İhracatçı firmaya Nasıl Güvenebilirim?
İthalatta ödemeyi güvenli şekilde yapmak için :
Satıcıyla yaptığınız sözleşmeye istinaden Nakit Ödemeyi (peşin ödemeyi /cash in advance)
yaptığınız takdirde ödenen peşin bedelin geri ödenme ya da malın yüklenme garantisi yoktur.Peşin ödeme
yapmadan önce satıcının/ihracatçının bankasından PEŞİN ÖDEME GARANTİSİ ( ADVANCE PAYMENT GUARANTEE) talep
etmelisiniz.
YURTDIŞINDAN İTHAL ETMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ
ÜRÜNÜN KALİTESİNDEN NASIL EMİN OLABİLİRSİNİZ?
Malın üretim aşamasından yükleme aşamasına kadar olan süreyi kapsacak
ve uluslararası saygınlığı olan SGS firmalarınca düzenlenen ya da konusunda
uzman sizin yetkili / yetkililerince düzenlenecek bir
'' GÖZETİM SERTİFİKASI (inspection certificate )'' isteyerek ürünün
istenen kalite ve özelliklerde olmasını sağlayabilirsiniz.
Araç kamerası (oto kamera) ithalatına başlamadan önce gümrük vergisi, KDV, diğer masraflar ve
yaklaşık maliyet gibi konularda tecrübeli bir gümrük müşavirine danışınız.
ETİKETLER : oto kamera ithalatı , oto kamera ithalatı nasıl yapılır , araç içi kamera ithalatı , araç içi kamera ithalatı nasıl yapılır , oto kamera araç içi kamera hd dvr gümrük vergisi kdv ötv oranları ,çin den kamera ithalatı , çin den oto kamera ithalatı nasıl yapılır , çin den araç içi kamera ithalatı gümrük kdv ötv oranları
2 Mart 2013 Cumartesi
Meyve Suyu İhracatı
MEYVE SULARI
Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları
Ürün Adı GTİP No
Portakal Suyu (Dondurulmuş) 200911
Diğer Portakal Suları 200912,200919
Greyfurt Suyu 200921,200929
Diğer Turunçgil Suları 200931,200939
Ananas Suyu 200941,200949
Domates Suyu 200950
Üzüm Suyu 200961,200969
Elma Suyu 200971,200979
Diğer Meyve /Sebze Suları 200980
Karışık Meyve/Sebze Suları 200990
Kaynak: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
TÜRKİYE'DE ÜRETİM
Ülkemizde meyve suyu üretimi 1960’lı yılların sonlarında başlamıştır. Yıllar içinde
teknolojik gelişmeler yakından takip edilmiş ve ürün çeşitlendirmesine gidilmiştir. İç
pazarda özellikle şeftali, vişne, kayısı ve karışık meyve nektarları tüketilmekte iken,
ihracatta ağırlıklı olarak elma suları önem kazanmıştır. Ancak son yıllarda değişen
eğilimler doğrultusunda iç pazarda elma, nar, domates ve üzüm suyuna ve özellikle % 100
meyve suyuna olan talebin artması bu ürünleri de iç pazarda kayda değer bir konuma
getirmiştir.
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) verilerine göre meyve suyuna işlenen meyve
miktarı 2000 yılında 433 bin ton iken, 2007 yılında 737 bin tona çıkmış, 2010 yılında ise
825 bin tona yükselmiştir. Aynı zamanda var olan meyve çeşitlerine ek olarak ayva, havuç
(siyah ve sarı) ve çilek de meyve suyuna işlenen meyveler arasında yer almıştır. Meyve
suyuna işlenen meyveler arasında elma %46 pay ve 376 bin ton ile ilk sırada gelmekte,
söz konusu ürünü %11 pay ve 95 bin ton ile şeftali, %10 pay ve 79 bin ton ile nar, %9 pay
ve 73,5 bin ton ile vişne ürünleri takip etmektedir.
MEYED verilerine göre toplam meyve konsantresi üretimi 2010 yılında 2006 yılına kıyasla
%53 nispetinde artış kaydederek 96 bin tona ulaşmıştır. Toplam konsantre üretimi
içerisinde en büyük pay %58 ile elma konsantresine aittir. İkinci sırada %17 ile vişne
konsantresi yer almakta olup, %8’lik pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.
Anılan yılda yılı toplam meyve püresi üretimi ise 2006 yılına nazaran %44 oranında
yükselerek 122 bin ton seviyesine ulaşmıştır. Toplam meyve püresi üretimi içerisinde en
büyük pay %59 ile şeftali püresine aittir. İkinci sırada %24 ile kayısı püresi yer almakta
olup, %6’lık pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye, sahip olduğu ekolojik yapısı ve üretim alanı itibariyle yaş meyve üretiminde
dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumundadır. Bu durum, Türk meyve suyu sektörü
için de önemli avantajlar sağlamaktadır.
Türkiye’nin meyve suyu ihracatı 1970 yılında 6 ton gibi sembolik bir miktarla başlamış ve
2010 yılı ihracatımız ise 174 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında ise meyve
suyu ihracatımız bir önceki yıla kıyasla değer bazında %26,7’lik artış kaydetmiş ve 221
milyon dolar seviyesine ulaşmıştır.
Türkiye’nin meyve suyu ihracatında en önemli yeri teşkil eden ürün elma suyudur.
Toplam elma suyu ihracatımız 2011 yılında yaklaşık 108 milyon dolar olarak
gerçekleşmiş, böylece toplam meyve suyu ihracatına oranı %47 olmuştur. Vişne,
şeftali, kayısı suları ve sebze suları gibi ürünlerin bulunduğu diğer meyve/ sebze
suları ise aynı yıl itibarıyla 93 milyon
dolarlık ihracat rakamına ulaşmıştır.
Bahse konu sektörde ülkemizin ihracat kompozisyonuna ülke bağlamında
bakıldığında, Avrupa Birliği ülkelerinin ağırlıklı olduğu müşahede edilebilir. Nitekim, Türkiye’nin
meyve suyu ihracatında ilk sırada 42,3 milyon dolarla Almanya gelmektedir. Söz konusu ülkeye
yönelik ihracat değer bazında %46,2 gibi anlamlı oranda artış kaydetmiştir. Diğer taraftan,
İngiltere ve Belçika’ya gerçekleştirilen değer bazında ihracatta rekor artışlar, sırasıyla
%170 ve %512, kaydedilmiştir.
İthalat
Türkiye’nin meyve suyu ithalatı 2011 yılında ihracata paralel olarak artış göstererek 29
milyon dolara ulaşmıştır.
Söz konusu ithalat artışında temel belirleyici unsuru, dondurulmuş portakal suyu ve diğer
meyve ve sebze suları ithalatında yaşanan artışlar oluşturmuştur.
Türkiye’ye 2011 yılında toplam 44 ülkeden meyve suyu ithalatı gerçekleştirilmiştir. İsrail,
Brezilya, Hollanda ve KKTC ithalatımızda önde gelen ülkelerdir.
2011 yılında, İtalya’dan gerçekleşen ithalat değer bazında %3034, İspanya’dan
gerçekleştirilen ithalat ise %2141 gibi rekor oranlarda artış kaydetmiştir.
İthalatta ilk sırada yer almakta olan İsrail’den ağırlıkla diğer turunçgil suları ve
dondurulmuş portakal suyu ithal edilmekte, Brezilya’nın ülkemize gerçekleştirdiği meyve
suyu ihracatında ise dondurulmuş portakal suları birinci sırada yer almaktadır. Yüksek
ithalat artış oranları ile dikkat çeken İspanya’dan ağırlıklı olarak dondurulmamış portakal
suyu, İtalya’dan ise diğer meyve ve suları ithal edilmektedir
DÜNYA PİYASALARI
Euromonitor verilerine göre, dünya meyve ve sebze suyu sektörünün pazar büyüklüğü
2006 ile 2011 yılları arasında toplamda %22,4 oranında artış göstererek 62 milyar litreye
ulaşmış durumdadır. Aynı dönemde yıllık ortalama artış oranı ise %4 olarak
gerçekleşmiştir.
2011 yılı itibarıyla Asya-Pasifik bölgesi küresel pazardan aldığı %34’lik pay ile lider
konumdadır. Bahse konu bölgenin 2006 – 2011 yılları arasındaki büyüme performansına
bakıldığında, sektör büyüklüğünün mutlak olarak 8 milyar litrelik artış kaydettiği, söz
konusu dönemde (yıllık olarak ortalama %10,2, birikimli olarak ise %62,8 oranlarının da
işaret ettiği gibi) çok yüksek bir büyüme temposu yakaladığı görülmektedir.
Diğer taraftan, Latin Amerika piyasasının da, Asya-Pasifik pazarında olduğu gibi dinamik
ve istikrarlı bir büyüme performansı yakaladığı gözlenmektedir. Latin Amerika pazarı 2006
– 2011 yılları arasında %62,7 oranında büyüme kaydetmiş, yıllık ortalama büyüme oranı
ise 10,2 olarak gerçekleşmiştir. Bahse konu sürecin sonunda Latin Amerika pazarının
küresel meyve ve sebze suyu sektöründen aldığı pay %9,8 olarak gerçekleşmiştir. Kuzey
Amerika ve Batı Avrupa’nın pazar payları sırasıyla %18,3 ve %18,4 ile birbirine oldukça
yakındır. Büyük ve önemli piyasalar olmalarına rağmen, söz konusu dönemde iki bölge
pazar hacminde de daralma gözlenmiştir. Kuzey Amerika bölgesi 2006 – 2011 döneminde
%4,1, Batı Avrupa ise %2,9 oranında küçülme kaydetmiştir. Mevcut eğilimin devamı
halinde, iki bölgenin de pazar paylarında gerileme yaşanacağı değerlendirilmektedir.
Fert başına düşen küresel yıllık meyve ve sebze suyu tüketimi 2011 yılında 2006 yılına
kıyasla %15,5 oranında artarak 7,6 litreden 8,8 litreye çıkmıştır. Söz konusu dönemde
yıllık ortalama tüketim artışı ise %2,9 olmuştur. MEYED verilerine göre, 2010 yılı itibarıyla
ülkemizde fert başına tüketim yaklaşık 10 litre olup, dünya ortalamasının üzerinde
seyretmektedir. Bununla birlikte Kuzey Amerika ve Batı Avrupa tüketimi ile
karşılaştırıldığında oldukça düşüktür.
2011 yılı itibarıyla fert başına tüketimin en fazla olduğu bölgeler olarak Kuzey Amerika
(32,4 litre), Batı Avrupa (23,2 litre) ve Doğu Avrupa (18,6 litre) öne çıkmaktadır. Asya-
Pasifik ve Kuzey Afrika – Ortadoğu bölgeleri fert başına tüketimin en az olduğu bölgeler
olmakla birlikte, 2006 – 2011 yılları arasında anılan bölgelerde tüketimin ivmelenerek
arttığı müşahede edilmektedir. Bahse konu dönemde Asya-Pasifik bölgesinde fert başına
tüketim miktarının %54,9, Kuzey Afrika-Ortadoğu bölgesinde ise %20,4 oranında arttığı
görülmektedir.
Benzer şekilde, yıllık tüketimin fert başına 10,1 olduğu Latin Amerika pazarında da 2006 –
2011 arasında tüketim %54 oranında yükselme kaydetmiştir.
Bu itibarla, gerek pazar hacmi, gerekse de fert başına tüketim miktarlarında kaydedilen
dinamik ve istikrarlı büyüme dikkate alındığında, Asya-Pasifik ve Latin Amerika pazarları
meyve ve sebze suyu ihracatı açısından önemli potansiyel arz etmektedir.
Dünya meyve ve sebze suyu piyasasında önde gelen firmaların pazar paylarına
bakıldığında, küresel pazarın oligopolistik bir nitelik taşımadığı ve dünya piyasalarında
yoğunlaşmanın nispeten düşük olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim, en büyük 10
firmanın pazar paylarının toplama oranı % 19 seviyesinde olup, söz konusu firmaların 4
tanesi Çin Halk Cumhuriyeti, 4 tanesi ABD menşelidir. Diğer taraftan, ilk 10 içerisinde bir
adet Meksika ve Almanya kökenli firma bulunmaktadır.
2011 yılı itibarıyla ABD menşeli iki firmanın Coca Cola (Minute Maid) ve PepsiCo
(Tropicana)’nun sırasıyla %5,2 ve %3,2’lik pazar paylarıyla ilk iki sırada yer aldığı
anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ÇHC menşeli firmalar söz konusu dönemde pazar
paylarını önemli ölçüde artırarak küresel ölçekte iddialı aktörler konumuna gelmişlerdir.
DÜNYA TİCARETİ
Dünya İhracatı
Dünya meyve suyu ihracatında 2010 yılı itibariyle portakal suları (%38,4) en fazla paya
sahiptir. Elma suyu (%16), diğer meyve/sebze suları (%16) ve karışık meyve ve sebze
suları (%10) dünya ticaretinde öne çıkan meyve suyu çeşitleridir.
Brezilya, Hollanda, ABD, Belçika, Almanya ve Çin dünyadaki önemli ihracatçılardır. Bu
ülkeler, değer olarak dünya meyve suyu ihracatının yarısından fazlasını
gerçekleştirmektedirler. Brezilya tek başına dünya ihracatı içinde % 14,4’lük paya sahiptir.
Brezilya’nın ihraç ürünleri arasında başta dondurulmuş portakal suyu olmak üzere diğer
portakal suları, diğer meyve/sebze suları ve elma suyu gelmektedir .
Dünya İthalatı
ABD, Almanya ve Hollanda dünya ihracatında olduğu kadar ithalatında da önemli bir yere
sahiptir. Bu ülkelerin ithalatı daha çok konsantre meyve suları üzerine olmaktadır. ABD ve
Almanya dünya ithalatında sırasıyla %11,8 ve %10,1’lik payları ve Hollanda %9,2’lik
payları ile büyük ithalatçı konumundadır.
ETİKETLER : PORTAKAL SUYU İHRACATI , meyvesuyu ihracatı , üzüm suyu ihracatı , Portakal Suyu (Dondurulmuş) gtip 200911 ihracat,Diğer Portakal Suları gtip 200912 gtip 200919 ihracat ,Greyfurt Suyu gtip 200921 gtip 200929 ithalat ihracat ,Diğer Turunçgil Suları gtip 200931 gtip 200939 ihracat ,Ananas Suyu gtip 200941 gtip 200949 ihracat ,Domates Suyu gtip 200950 ihracat ,Üzüm Suyu gtip 200961 gtip no 200969 ihracat ,Elma Suyu gtip 200971 gtip 200979 ihracat ,Diğer Meyve /Sebze Suları gtip 200980 ihracat ,Karışık Meyve/Sebze Suları gtip no 200990 ihracat ,MEYVESUYU ÜRETİMİ ,DÜNYA MEYVESUYU ÜRETİMİ İHRACATI İTHALATI
MEYVE SULARI
Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları
Ürün Adı GTİP No
Portakal Suyu (Dondurulmuş) 200911
Diğer Portakal Suları 200912,200919
Greyfurt Suyu 200921,200929
Diğer Turunçgil Suları 200931,200939
Ananas Suyu 200941,200949
Domates Suyu 200950
Üzüm Suyu 200961,200969
Elma Suyu 200971,200979
Diğer Meyve /Sebze Suları 200980
Karışık Meyve/Sebze Suları 200990
Kaynak: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
TÜRKİYE'DE ÜRETİM
Ülkemizde meyve suyu üretimi 1960’lı yılların sonlarında başlamıştır. Yıllar içinde
teknolojik gelişmeler yakından takip edilmiş ve ürün çeşitlendirmesine gidilmiştir. İç
pazarda özellikle şeftali, vişne, kayısı ve karışık meyve nektarları tüketilmekte iken,
ihracatta ağırlıklı olarak elma suları önem kazanmıştır. Ancak son yıllarda değişen
eğilimler doğrultusunda iç pazarda elma, nar, domates ve üzüm suyuna ve özellikle % 100
meyve suyuna olan talebin artması bu ürünleri de iç pazarda kayda değer bir konuma
getirmiştir.
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) verilerine göre meyve suyuna işlenen meyve
miktarı 2000 yılında 433 bin ton iken, 2007 yılında 737 bin tona çıkmış, 2010 yılında ise
825 bin tona yükselmiştir. Aynı zamanda var olan meyve çeşitlerine ek olarak ayva, havuç
(siyah ve sarı) ve çilek de meyve suyuna işlenen meyveler arasında yer almıştır. Meyve
suyuna işlenen meyveler arasında elma %46 pay ve 376 bin ton ile ilk sırada gelmekte,
söz konusu ürünü %11 pay ve 95 bin ton ile şeftali, %10 pay ve 79 bin ton ile nar, %9 pay
ve 73,5 bin ton ile vişne ürünleri takip etmektedir.
MEYED verilerine göre toplam meyve konsantresi üretimi 2010 yılında 2006 yılına kıyasla
%53 nispetinde artış kaydederek 96 bin tona ulaşmıştır. Toplam konsantre üretimi
içerisinde en büyük pay %58 ile elma konsantresine aittir. İkinci sırada %17 ile vişne
konsantresi yer almakta olup, %8’lik pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.
Anılan yılda yılı toplam meyve püresi üretimi ise 2006 yılına nazaran %44 oranında
yükselerek 122 bin ton seviyesine ulaşmıştır. Toplam meyve püresi üretimi içerisinde en
büyük pay %59 ile şeftali püresine aittir. İkinci sırada %24 ile kayısı püresi yer almakta
olup, %6’lık pay ile nar konsantresi üçüncü sıradadır.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye, sahip olduğu ekolojik yapısı ve üretim alanı itibariyle yaş meyve üretiminde
dünyanın önde gelen ülkelerinden biri konumundadır. Bu durum, Türk meyve suyu sektörü
için de önemli avantajlar sağlamaktadır.
Türkiye’nin meyve suyu ihracatı 1970 yılında 6 ton gibi sembolik bir miktarla başlamış ve
2010 yılı ihracatımız ise 174 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında ise meyve
suyu ihracatımız bir önceki yıla kıyasla değer bazında %26,7’lik artış kaydetmiş ve 221
milyon dolar seviyesine ulaşmıştır.
Türkiye’nin meyve suyu ihracatında en önemli yeri teşkil eden ürün elma suyudur.
Toplam elma suyu ihracatımız 2011 yılında yaklaşık 108 milyon dolar olarak
gerçekleşmiş, böylece toplam meyve suyu ihracatına oranı %47 olmuştur. Vişne,
şeftali, kayısı suları ve sebze suları gibi ürünlerin bulunduğu diğer meyve/ sebze
suları ise aynı yıl itibarıyla 93 milyon
dolarlık ihracat rakamına ulaşmıştır.
Bahse konu sektörde ülkemizin ihracat kompozisyonuna ülke bağlamında
bakıldığında, Avrupa Birliği ülkelerinin ağırlıklı olduğu müşahede edilebilir. Nitekim, Türkiye’nin
meyve suyu ihracatında ilk sırada 42,3 milyon dolarla Almanya gelmektedir. Söz konusu ülkeye
yönelik ihracat değer bazında %46,2 gibi anlamlı oranda artış kaydetmiştir. Diğer taraftan,
İngiltere ve Belçika’ya gerçekleştirilen değer bazında ihracatta rekor artışlar, sırasıyla
%170 ve %512, kaydedilmiştir.
İthalat
Türkiye’nin meyve suyu ithalatı 2011 yılında ihracata paralel olarak artış göstererek 29
milyon dolara ulaşmıştır.
Söz konusu ithalat artışında temel belirleyici unsuru, dondurulmuş portakal suyu ve diğer
meyve ve sebze suları ithalatında yaşanan artışlar oluşturmuştur.
Türkiye’ye 2011 yılında toplam 44 ülkeden meyve suyu ithalatı gerçekleştirilmiştir. İsrail,
Brezilya, Hollanda ve KKTC ithalatımızda önde gelen ülkelerdir.
2011 yılında, İtalya’dan gerçekleşen ithalat değer bazında %3034, İspanya’dan
gerçekleştirilen ithalat ise %2141 gibi rekor oranlarda artış kaydetmiştir.
İthalatta ilk sırada yer almakta olan İsrail’den ağırlıkla diğer turunçgil suları ve
dondurulmuş portakal suyu ithal edilmekte, Brezilya’nın ülkemize gerçekleştirdiği meyve
suyu ihracatında ise dondurulmuş portakal suları birinci sırada yer almaktadır. Yüksek
ithalat artış oranları ile dikkat çeken İspanya’dan ağırlıklı olarak dondurulmamış portakal
suyu, İtalya’dan ise diğer meyve ve suları ithal edilmektedir
DÜNYA PİYASALARI
Euromonitor verilerine göre, dünya meyve ve sebze suyu sektörünün pazar büyüklüğü
2006 ile 2011 yılları arasında toplamda %22,4 oranında artış göstererek 62 milyar litreye
ulaşmış durumdadır. Aynı dönemde yıllık ortalama artış oranı ise %4 olarak
gerçekleşmiştir.
2011 yılı itibarıyla Asya-Pasifik bölgesi küresel pazardan aldığı %34’lik pay ile lider
konumdadır. Bahse konu bölgenin 2006 – 2011 yılları arasındaki büyüme performansına
bakıldığında, sektör büyüklüğünün mutlak olarak 8 milyar litrelik artış kaydettiği, söz
konusu dönemde (yıllık olarak ortalama %10,2, birikimli olarak ise %62,8 oranlarının da
işaret ettiği gibi) çok yüksek bir büyüme temposu yakaladığı görülmektedir.
Diğer taraftan, Latin Amerika piyasasının da, Asya-Pasifik pazarında olduğu gibi dinamik
ve istikrarlı bir büyüme performansı yakaladığı gözlenmektedir. Latin Amerika pazarı 2006
– 2011 yılları arasında %62,7 oranında büyüme kaydetmiş, yıllık ortalama büyüme oranı
ise 10,2 olarak gerçekleşmiştir. Bahse konu sürecin sonunda Latin Amerika pazarının
küresel meyve ve sebze suyu sektöründen aldığı pay %9,8 olarak gerçekleşmiştir. Kuzey
Amerika ve Batı Avrupa’nın pazar payları sırasıyla %18,3 ve %18,4 ile birbirine oldukça
yakındır. Büyük ve önemli piyasalar olmalarına rağmen, söz konusu dönemde iki bölge
pazar hacminde de daralma gözlenmiştir. Kuzey Amerika bölgesi 2006 – 2011 döneminde
%4,1, Batı Avrupa ise %2,9 oranında küçülme kaydetmiştir. Mevcut eğilimin devamı
halinde, iki bölgenin de pazar paylarında gerileme yaşanacağı değerlendirilmektedir.
Fert başına düşen küresel yıllık meyve ve sebze suyu tüketimi 2011 yılında 2006 yılına
kıyasla %15,5 oranında artarak 7,6 litreden 8,8 litreye çıkmıştır. Söz konusu dönemde
yıllık ortalama tüketim artışı ise %2,9 olmuştur. MEYED verilerine göre, 2010 yılı itibarıyla
ülkemizde fert başına tüketim yaklaşık 10 litre olup, dünya ortalamasının üzerinde
seyretmektedir. Bununla birlikte Kuzey Amerika ve Batı Avrupa tüketimi ile
karşılaştırıldığında oldukça düşüktür.
2011 yılı itibarıyla fert başına tüketimin en fazla olduğu bölgeler olarak Kuzey Amerika
(32,4 litre), Batı Avrupa (23,2 litre) ve Doğu Avrupa (18,6 litre) öne çıkmaktadır. Asya-
Pasifik ve Kuzey Afrika – Ortadoğu bölgeleri fert başına tüketimin en az olduğu bölgeler
olmakla birlikte, 2006 – 2011 yılları arasında anılan bölgelerde tüketimin ivmelenerek
arttığı müşahede edilmektedir. Bahse konu dönemde Asya-Pasifik bölgesinde fert başına
tüketim miktarının %54,9, Kuzey Afrika-Ortadoğu bölgesinde ise %20,4 oranında arttığı
görülmektedir.
Benzer şekilde, yıllık tüketimin fert başına 10,1 olduğu Latin Amerika pazarında da 2006 –
2011 arasında tüketim %54 oranında yükselme kaydetmiştir.
Bu itibarla, gerek pazar hacmi, gerekse de fert başına tüketim miktarlarında kaydedilen
dinamik ve istikrarlı büyüme dikkate alındığında, Asya-Pasifik ve Latin Amerika pazarları
meyve ve sebze suyu ihracatı açısından önemli potansiyel arz etmektedir.
Dünya meyve ve sebze suyu piyasasında önde gelen firmaların pazar paylarına
bakıldığında, küresel pazarın oligopolistik bir nitelik taşımadığı ve dünya piyasalarında
yoğunlaşmanın nispeten düşük olduğu değerlendirilmektedir. Nitekim, en büyük 10
firmanın pazar paylarının toplama oranı % 19 seviyesinde olup, söz konusu firmaların 4
tanesi Çin Halk Cumhuriyeti, 4 tanesi ABD menşelidir. Diğer taraftan, ilk 10 içerisinde bir
adet Meksika ve Almanya kökenli firma bulunmaktadır.
2011 yılı itibarıyla ABD menşeli iki firmanın Coca Cola (Minute Maid) ve PepsiCo
(Tropicana)’nun sırasıyla %5,2 ve %3,2’lik pazar paylarıyla ilk iki sırada yer aldığı
anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, ÇHC menşeli firmalar söz konusu dönemde pazar
paylarını önemli ölçüde artırarak küresel ölçekte iddialı aktörler konumuna gelmişlerdir.
DÜNYA TİCARETİ
Dünya İhracatı
Dünya meyve suyu ihracatında 2010 yılı itibariyle portakal suları (%38,4) en fazla paya
sahiptir. Elma suyu (%16), diğer meyve/sebze suları (%16) ve karışık meyve ve sebze
suları (%10) dünya ticaretinde öne çıkan meyve suyu çeşitleridir.
Brezilya, Hollanda, ABD, Belçika, Almanya ve Çin dünyadaki önemli ihracatçılardır. Bu
ülkeler, değer olarak dünya meyve suyu ihracatının yarısından fazlasını
gerçekleştirmektedirler. Brezilya tek başına dünya ihracatı içinde % 14,4’lük paya sahiptir.
Brezilya’nın ihraç ürünleri arasında başta dondurulmuş portakal suyu olmak üzere diğer
portakal suları, diğer meyve/sebze suları ve elma suyu gelmektedir .
Dünya İthalatı
ABD, Almanya ve Hollanda dünya ihracatında olduğu kadar ithalatında da önemli bir yere
sahiptir. Bu ülkelerin ithalatı daha çok konsantre meyve suları üzerine olmaktadır. ABD ve
Almanya dünya ithalatında sırasıyla %11,8 ve %10,1’lik payları ve Hollanda %9,2’lik
payları ile büyük ithalatçı konumundadır.
ETİKETLER : PORTAKAL SUYU İHRACATI , meyvesuyu ihracatı , üzüm suyu ihracatı , Portakal Suyu (Dondurulmuş) gtip 200911 ihracat,Diğer Portakal Suları gtip 200912 gtip 200919 ihracat ,Greyfurt Suyu gtip 200921 gtip 200929 ithalat ihracat ,Diğer Turunçgil Suları gtip 200931 gtip 200939 ihracat ,Ananas Suyu gtip 200941 gtip 200949 ihracat ,Domates Suyu gtip 200950 ihracat ,Üzüm Suyu gtip 200961 gtip no 200969 ihracat ,Elma Suyu gtip 200971 gtip 200979 ihracat ,Diğer Meyve /Sebze Suları gtip 200980 ihracat ,Karışık Meyve/Sebze Suları gtip no 200990 ihracat ,MEYVESUYU ÜRETİMİ ,DÜNYA MEYVESUYU ÜRETİMİ İHRACATI İTHALATI
Makarna İhracatı
MAKARNA
SITC NO : 048.3 makarna
ARMONİZE NO :
1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)
190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna
190220: doldurulmuş makarna
190230: diğer makarnalar
190240: kuskus
Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler
ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve
uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.
Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun
olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten
sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.
Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan
ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve
1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın
anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı
Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”
günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine
götürdüğüdür.
Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler
Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne
göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02
pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle
doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,
lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka
şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.
TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ
Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde
Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında
tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan
ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine
geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan
üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu
üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.
1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla
sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut
fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk
bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.
1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile
paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük
fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite
710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.
Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan
tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,
üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil
olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun
üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.
Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi
olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve
Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.
Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç
ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi
belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin
düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.
Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,
üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin
değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel
olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç
talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri
kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg
olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara
Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu
Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin
daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame
ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin
yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede
makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve
Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan
“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .
Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.
bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç
amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini
almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler
tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl
sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.
dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar
kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen
ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam
297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar
bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış
göstermiştir.
Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri
olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni
açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite
artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği
görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait
arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım
rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında
sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -
1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.
Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve
kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata
yöneltmişlerdir.
Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına
kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden
itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi
kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı
imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek
olmuştur.
Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere
karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli
olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine
kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde
incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri
pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan
ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya
ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince
değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.
1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000
yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en
önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan
en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları
içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.
2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya
olmuştur.
Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır
SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Dünya Üretimi ve Tüketimi
Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi
yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler
sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.
Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer
almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı
6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.
Dünya İhracatı
Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar
dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar
payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine
dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı
ülkelere de tanımaktadır.
Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek
mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici
ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler
vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.
Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak
ortaya çıkmaktadır.
Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin
dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996
yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında
İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.
İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren
ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli
ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara
yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış
kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar
ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.
sırada bulunmaktadır.
Dünya İthalatı
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya
Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun
yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.
makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no
More Sharing Services
Paylaş
| Site Haritası
Site Haritası
Üyelik Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Parolamı unuttum
Üye olmak istiyorum
Detaylı Ara
Ürün Kategorileri
Elektronik
MAKARNA
SITC NO : 048.3 makarna
ARMONİZE NO :
1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)
190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna
190220: doldurulmuş makarna
190230: diğer makarnalar
190240: kuskus
Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler
ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve
uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.
Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun
olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten
sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.
Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan
ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve
1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın
anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı
Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”
günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine
götürdüğüdür.
Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler
Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne
göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02
pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle
doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,
lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka
şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.
TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ
Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde
Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında
tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan
ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine
geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan
üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu
üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.
1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla
sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut
fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk
bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.
1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile
paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük
fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite
710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.
Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan
tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,
üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil
olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun
üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.
Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi
olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve
Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.
Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç
ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi
belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin
düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.
Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,
üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin
değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel
olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç
talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri
kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg
olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara
Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu
Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin
daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame
ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin
yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede
makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve
Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan
“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .
Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.
bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç
amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini
almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler
tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl
sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.
dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar
kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen
ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam
297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar
bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış
göstermiştir.
Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri
olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni
açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite
artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği
görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait
arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım
rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında
sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -
1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.
Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve
kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata
yöneltmişlerdir.
Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına
kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden
itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi
kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı
imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek
olmuştur.
Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere
karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli
olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine
kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde
incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri
pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan
ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya
ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince
değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.
1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000
yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en
önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan
en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları
içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.
2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya
olmuştur.
Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır
SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Dünya Üretimi ve Tüketimi
Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi
yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler
sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.
Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer
almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı
6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.
Dünya İhracatı
Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar
dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar
payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine
dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı
ülkelere de tanımaktadır.
Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek
mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici
ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler
vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.
Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak
ortaya çıkmaktadır.
Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin
dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996
yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında
İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.
İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren
ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli
ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara
yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış
kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar
ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.
sırada bulunmaktadır.
Dünya İthalatı
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya
Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun
yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.
makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no
More Sharing Services
Paylaş
| Site Haritası
Site Haritası
Üyelik Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Parolamı unuttum
Üye olmak istiyorum
Detaylı Ara
Ürün Kategorileri
Elektronik
26 Şubat 2013 Salı
Makarna İhracatı
MAKARNA
SITC NO : 048.3 makarna
ARMONİZE NO :
1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)
190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna
190220: doldurulmuş makarna
190230: diğer makarnalar
190240: kuskus
Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler
ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve
uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.
Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun
olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten
sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.
Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan
ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve
1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın
anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı
Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”
günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine
götürdüğüdür.
Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler
Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne
göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02
pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle
doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,
lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka
şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.
TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ
Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde
Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında
tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan
ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine
geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan
üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu
üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.
1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla
sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut
fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk
bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.
1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile
paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük
fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite
710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.
Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan
tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,
üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil
olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun
üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.
Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi
olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve
Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.
Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç
ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi
belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin
düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.
Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,
üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin
değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel
olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç
talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri
kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg
olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara
Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu
Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin
daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame
ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin
yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede
makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve
Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan
“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .
Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.
bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç
amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini
almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler
tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl
sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.
dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar
kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen
ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam
297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar
bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış
göstermiştir.
Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri
olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni
açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite
artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği
görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait
arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım
rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında
sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -
1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.
Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve
kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata
yöneltmişlerdir.
Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına
kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden
itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi
kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı
imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek
olmuştur.
Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere
karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli
olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine
kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde
incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri
pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan
ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya
ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince
değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.
1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000
yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en
önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan
en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları
içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.
2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya
olmuştur.
Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır
SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Dünya Üretimi ve Tüketimi
Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi
yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler
sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.
Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer
almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı
6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.
Dünya İhracatı
Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar
dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar
payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine
dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı
ülkelere de tanımaktadır.
Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek
mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici
ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler
vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.
Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak
ortaya çıkmaktadır.
Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin
dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996
yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında
İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.
İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren
ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli
ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara
yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış
kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar
ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.
sırada bulunmaktadır.
Dünya İthalatı
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya
Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun
yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.
Etiketler: makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no
MAKARNA
SITC NO : 048.3 makarna
ARMONİZE NO :
1902(190211: yumurta içeren pişirilmemiş makarna)
190219: yumurta içermeyen pişirilmemiş makarna
190220: doldurulmuş makarna
190230: diğer makarnalar
190240: kuskus
Makarna, sert durum buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler
ile karıştırılması, biçim verilmesi ve kurutulması suretiyle elde edilen oldukça besleyici ve
uluslararası ticarette de rağbet gören bir gıda maddesidir.
Günümüzde makarna, besleyici, lezzetli, ucuz, hazırlanması kolay, raf ömrünün uzun
olması gibi pek çok özelliğe sahip olması nedeniyle unlu mamuller içerisinde ekmekten
sonra en çok tüketilen gıda maddesi haline gelmiştir.
Makarnanın tarihçesi incelendiği zaman iki farklı yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan
ilki, makarnanın ilk kez M.Ö. 1700–1100 yılları arasında Çinliler tarafından yapıldığı ve
1292 yılında ünlü gezgin Marco POLO tarafından keşfedilerek günümüzde makarnanın
anavatanı olarak kabul edilen İtalya’ya getirildiğidir. Diğer görüş ise, İtalyanların makarnayı
Araplardan aldığı yönündedir. Ortadoğu ile ticaret yapan İtalyanların, o zamanlar “el-rişta”
günümüz mutfağında ise “erişte” olarak adlandırılan yiyeceği kendi ülkelerine
götürdüğüdür.
Dünya ticaretinde önemli bir yer tutmakta olana makarna, spagetti ve benzeri ürünler
Uluslar arası Ticaret sınıflandırmasında (SITC) 048.3, Armonize Sistem Nomenklatürü’ne
göre hazırlanan İstatistik Pozisyonlarına bölünmüş Gümrük Tarife Cetvelinde ise 19.02
pozisyon numarası ile makarnalar(Makarnalar (pişirilmiş veya et ile veya diğer maddelerle
doldurulmuş veya başka şekilde hazırlanmış olsun olmasın) (spagetti, macaroni, şehriye,
lazanya, gnocchi, ravioli, canelloni gibi); Pişirilmemiş makarna (doldurulmamış veya başka
şekilde hazırlanmamış) şeklinde tanımlanmıştır.
TÜRKİYE’NİN ÜRETİMİ
Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri olan makarna sanayinin temelleri ülkemizde
Cumhuriyetin ilk döneminde atılmıştır. Ülkemizde makarna daha önce erişte adı altında
tamamı evlerde yapılan ve tüketilen bir ürün iken, 1922 yılında İzmir – Bayraklı’da kurulan
ilk makarna fabrikasının faaliyete geçmesiyle bu ürünün ülkemizdeki sanayi tipi üretimine
geçilmiştir. Bu tarihten, 1950’lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılan
üretim, yerini 1960’larda yüksek kapasiteli, büyük işletmelere devretmiş ve toplam kurulu
üretim kapasitesi 1960 - 1970 yılları arasındaki on yıllık süreçte yaklaşık 3 kat artmıştır.
1970’li yıllarda modern teknoloji ile donatılmış büyük tesislerin birbiri ardına açılmasıyla
sektördeki ivme artmış ve 1980 yılı itibariyle yeni açılan fabrikaların yanısıra, mevcut
fabrikaların da kurulu kapasitelerini artırmaları sonucu toplam 6 fabrikada 250 bin ton’luk
bir üretim kapasitesine ve 110 bin ton/ yıllık bir üretim hacmine ulaşılmıştır.
1990’lı yılların başlarından itibaren ülke çapında ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla makarna ihracatımızda görülen canlanma, iç talepteki eşzamanlı büyüme ile
paralel gelişince, makarna sektöründe faaliyette bulunan büyük
fabrikalar kapasitelerini artırma yoluna gitmişler ve 1997 yılında toplam kurulu kapasite
710 bin ton/yıl seviyesine çıkmıştır.
Bugün, Türk makarna sanayi içerisinde, bölgesel talebi karşılamaya yönelik çalışan
tesislerin yanısıra, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeye gelmiş,
üretiminin önemli bir bölümünü ihracata yönlendirmiş, büyük entegre tesisler de dahil
olmak üzere çok sayıda fabrika faaliyet göstermektedir. Türkiye, artık, 1.000.000 tonun
üzerindeki kurulu kapasitesi ile dünyanın en büyük makarna üreticisi ülkelerden birisidir.
Sektördeki mevcut üretim tesisleri, coğrafi dağılım açısından makarna üretiminde ana girdi
olan sert durum buğdayının yetişme alanları olan Güney Doğu Anadolu, Orta Anadolu ve
Batı Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.
Ülkemizde makarna üretimi yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte özellikle son yıllarda iç
ve dış talepde görülen dalgalanmalar sonucu inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Üretimi
belirleyici unsurların başında sert durum buğdayının rekoltesi gelmekte ve rekoltenin
düşük olduğu yıllarda üretim yavaşlamaktadır.
Makarna, yüksek besin değeri, ucuz fiyatı, kolay depolanabilmesi ve hazırlanması,
üretiminde kullanılan modern teknoloji, kolay bulunabilmesi ve ilave soslarla besin
değerinin ve lezzetinin artırılabilmesi gibi özellikleri ile kullanımı dünyadaki eğilime paralel
olarak Türkiye’de de artan bir üründür. Ancak. yıllar itibariyle istikrarlı bir şekilde artan iç
talebe karşın. kişi başına tüketim sektörde söz sahibi ülkelerin değerlerinden geri
kalmaktadır. 2010 yılı itibariyle Türkiyedeki kişi başına düşen tüketim miktarının 6,1 kg
olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizdeki kişi başına makarna tüketiminin bölgesel dağılımı incelendiğinde. Marmara
Bölgesinin 6.4 ‘lük bir oranla ilk sırayı aldığı ve bu bölgeyi sırasıyla Ege ve İç Anadolu
Bölgelerinin izlediği görülmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. bu tür ürünlerin
daha çok evlerde hazırlanması ve geleneksel yemek alışkanlıklarında makarnaya ikame
ürünler olan bulgur ve eriştenin büyük yer tutması nedenleriyle makarna tüketiminin
yaklaşık 3.6 kg gibi düşük seviyelerde gerçekleştiği bölgeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine bölgeler bazında son üç yıllık tüketim rakamlarına göre yapılan bir değerlendirmede
makarna ürünlerinin İç Anadolu Bölgesinde tüketiminin hızlı bir gelişim gösterdiği ve
Akdeniz bölgesinde ise büyük ölçüde turizmin etkisiyle talep canlanması yaşayan
“Catering” sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde arttığı görülmektedir .
Ülkemizde makarna çeşitleri arasında daha çok çubuk. spagetti. erişte. tırtıl. lokma.
bamya. midye. burgu ve fiyong şeklinde makarnalar tüketilmekte olup. son yıllarda ihraç
amaçlı değişik çeşitlerde makarnalar da firmalarımızın ürün yelpazelerinde yerlerini
almaktadır. Ayrıca. tel. arpa. harf ve yıldız şeklindeki şehriyeler ve kuskus da tüketiciler
tarafından yoğun olarak rağbet görmektedir.
TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ
İhracat
Türkiye’nin ilk makarna ihracatı. makarna sanayinin üretime geçtiği 1922 yılından 48 yıl
sonra. 1970 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren makarna ürünleri ihracatımızda.
dönemsel olarak görülen dalgalanmalara rağmen. uzun dönemde önemli artışlar
kaydedilmiştir. 2009 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde değer bazında düşüşe geçen
ihracatımız. 2010 yılında krizin etkilerinin azalması sonucu makarna ihracatımız toplam
297 bin ton ve 186 milyon ABD $ düzeyinde gerçekleşerek bir önceki yıla göre miktar
bazında % 39.3. oranında artış. buna karşılık değer bazında da % 24.4’lük bir artış
göstermiştir.
Genel olarak. Türk makarna ihracatının seyrini 1970-1990 ve 1990 sonrası dönemleri
olarak iki ayrı devrede incelemek mümkündür. İlk dönemde makarna ihracatımızın yeni
açılan makarna fabrikalarının devreye girmesi ve mevcut olanların da kapasite
artırımlarına gitmeleri sonucu istikrarlı ve oldukça hızlı bir artış eğilimi içerisine girdiği
görülmüştür. Ancak bu artışlar, makarna ürünlerine yönelik yurt içi talebin bu ürünlere ait
arz miktarıyla paralel seyretmesi ve aradaki miktar farklarının yüksek dış satım
rakamlarına izin vermemesi nedeniyle yüksek seviyelere ulaşamamıştır. 1970 yılında
sadece 13 ton olan makarna ihracatımız, 1980 yılında 169 kat artarak 2.197 ton’a, 1980 -
1990 yılları arasında da 6 kat artarak 13.022 ton’a ulaşmıştır.
Yıllar İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Yıl Miktar Değer Yıl Miktar Değer
1970 13 2 1995 111.230 53.214
1980 2.197 779 1996 108.894 58.106
1981 3.519 1.280 1997 135.989 70.129
1982 3.870 1.326 1998 90.949 45.199
1983 3.189 1.023 1999 23.987 9.984
1984 4.920 1.631 2000 25.515 9.683
1985 8.723 2.708 2001 34.284 11.586
1986 12.650 3.920 2002 48.372 16.752
1987 16.917 5.128 2003 69.071 26.848
1988 23.159 7.413 2004 126.000 50.263
1989 16.844 6.314 2005 164.413 65.507
1990 13.022 6.189 2006 191.620 80.152
1991 48.105 19.595 2007 177.971 107.889
1992 59.731 18.394 2008 175.614 181.953
1993 52.856 23.538 2009 213.516 149.432
1994 85.463 37.449 2010 297.464 185.913
- - - 2011 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
1990 ve sonrasını kapsayan ikinci dönemde ise. ihracata yönelik sanayileşme stratejisinin
ağırlıklı olarak uygulanmasıyla ihracat potansiyeli olan firmalar üretim miktarları ve
kapasite kullanım oranlarını artırarak yarattıkları yurtiçi talep fazlası üretimlerini ihracata
yöneltmişlerdir.
Öte yandan. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte bağımsızlıklarına
kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nin yeni pazarlar olarak ortaya çıkması 01.01.1996 tarihinden
itibaren uygulamaya giren Gümrük Birliği anlaşması ve Dahilde İşleme İzin Belgesi
kapsamında ihracatçılara son yıllarda dünya fiyatları üzerinden makarnalık buğday alımı
imkanının sağlanması gibi etkenler makarna ihracatımızın yıllar itibariyle artmasına destek
olmuştur.
Ancak Türkiye’nin makarna ihracatının 30 yıllık seyrinde kaydedilen bütün gelişmelere
karşın son on yıl içerisinde sektörün dış satım gücünü olumsuz yönde etkileyen önemli
olaylar makarna ürünleri ihracatımızın 1999 ve 2000 yılları itibariyle. 1988 yılı seviyelerine
kadar gerilemesine neden olmuştur. Söz konusu olaylar kronolojik bir şekilde
incelendiğinde. 1991 Körfez krizi sonucu 1991 yılı itibariyle 4. büyük makarna ürünleri
pazarımız olan Irak’a konulan ambargo. 1996 yılında en önemli ihraç pazarımız olan
ABD’nin anti Damping ve Telafi Edici Vergi uygulamaya koyması. 1997 Güney Doğu Asya
ve sonrasında da. 1998 Rusya krizleri ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarını yeterince
değerlendirememesi sonucunu doğurmuştur.
1989-1995 yılları arasında ABD. 1995-1999 yılları arasında Rusya Federasyonu. 2000
yılında Belçika. ve 2001 yılında Gürcistan makarna ürünleri ihracatçılarımızın yöneldiği en
önemli pazarlar olurken. 2003 ve 2004 yıllarında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Azerbaycan
en önemli ihraç pazarlarımız olarak ortaya çıkmışlardır. 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları
içerisinde ise Birleşik Arap Emirlikleri. Irak ve Benin en önemli ihraç pazarlarımız olurken.
2011 yılındaki en önemli ihraç pazarlarımız sırasıyla Angola, Togo, Benin Irak ve Japonya
olmuştur.
Ülkeler İtibariyle Türkiye’nin Makarna İhracatı
(Miktar: Ton. Değer: 1000 ABD $)
Ülke Adı 2009 2010 2011
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
Angola 10.488 6.545 19.224 11.436 50.520 34.690
Togo 17.311 11.295 23.646 13.921 40.270 26.837
Benin 9.625 6.035 19.903 11.828 29.908 20.790
Irak 19.024 11.798 24.874 13.800 31.172 20.590
Japonya 11.559 9.494 13.882 10.502 17.177 14.044
Nijer 6.789 4.609 11.378 7.303 17.819 12.719
Kongo 9.538 6.406 12.996 8.112 15.035 10.667
Cibuti 11.286 7.859 9.905 6.170 13.693 9.641
İsrail 10.630 7.604 11.863 7.559 12.133 8.518
Kamerun 7.841 5.276 4.110 2.516 12.187 8.383
B.A.E. 13.851 9.347 11.377 6.663 11.056 7.469
Somali 2.825 2.033 4.182 2.424 10.270 7.118
Almanya 7.398 6.524 7.125 5.403 8.550 7.051
Libya 1.096 746 228 150 9.279 6.510
Azerbaycan 5.072 3.902 7.575 5.040 6.844 5.018
Tanzanya 1.049 683 6.438 3.749 6.108 4.231
Lübnan 2.800 1.802 13.041 7.639 6.156 4.227
Suudi Arabistan 2.841 2.304 4.012 2.658 5.390 4.089
Kenya 6.002 4.029 6.783 4.057 5.802 4.006
Güney Afrika Cum. 1.745 1.228 3.376 2.172 4.534 3.270
Diğerleri 54.746 39.911 81.394 52.807 90.187 65.437
Genel Toplam 213.516 149.432 297.309 185.911 404.087 285.305
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verileri
* Sıralama 2011 yılı içerisinde ihracatı yapılan makarna değeri bazında yapılmıştır
SEKTÖRÜN DÜNYADAKİ DURUMU VE DÜNYA TİCARETİ
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Dünya Üretimi ve Tüketimi
Toplam 11,9 milyon tonluk dünya makarna üretiminde İtalya en fazla makarna üretimi
yapan ülke konumundadır. İtalya’dan sonra en fazla makarna üretimi yapan ülkeler
sırasıyla A.B.D., Brezilya. Rusya ve Türkiye’dir.
Dünya makarna tüketiminin en fazla olduğu ülkeler arasında İtalya ilk sırada yer
almaktadır. İtalya’yı Venezüella, Tunus ve Yunanistan izlemektedir. Türkiye ise kişi başı
6.1 kg’lık yıllık tüketimi ile ancak 19. sırada yer almıştır.
Dünya İhracatı
Dünya makarna ihracatı 2010 yılında bir önceki yıla göre % 4’lik bir büyüme ile 6,9 milyar
dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Dünya makarna pazarının en önemli aktörü % 35’lik pazar
payı ile İtalya’dır. Ancak, uluslararası pazarlarda yaşanan ve temelde fiyat/ kalite kriterine
dayalı gerçekleşen rekabet, ülke bazında pazarlarda başarılı olma şansını diğer ihracatçı
ülkelere de tanımaktadır.
Makarna dünya ihracatında son 15 yıllık dönemde genel bir artıştan söz etmek
mümkündür. Bu artış, esas olarak dünya genelinde büyüyen pazarla birlikte, üretici
ülkelerin, kendi yerli makarna sanayicilerine bu tür ürünlerin ihracatında çeşitli teşvikler
vermek suretiyle ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmelerinden kaynaklanmaktadır.
Çin. A.B.D ve Belçika İtalya’dan sonra en büyük makarna ürünleri ihracatçısı ülkeler olarak
ortaya çıkmaktadır.
Türkiye dünya makarna ürünleri ihracatında söz sahibi ülkelerden birisidir. Ülkemizin
dünya makarna ihracatından aldığı pay 1992–1997 yılları arasında devamlı artarak 1996
yılında % 2.9 ve 1997 yılında da % 3.5’a ulaşmış ve ülkemiz. 1996 ve 1997 yıllarında
İtalya ve Çin’in ardından en büyük 3. ihracatçı ülke konumuna yerleşmiştir. 1998 yılında.
İtalya ve ABD’nin ardından 3. önemli ülke konumunu sürdüren Türkiye. bu yıldan itibaren
ihracatımızda kaydedilen düşüşlerle birlikte dünya makarna ürünleri ticaretinde önemli
ölçüde gerilemiştir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara
yönelmesi sonucu özellikle 2003 yılından sonra makarna ihracatı hızlı bir biçimde artış
kaydetmiş. 2005 yılına gelindiğinde Türkiye dünya makarna ihracatı sıralamasında tekrar
ilk on ülke içerisine girmiştir. 2010 yılı itibariyle ise. Türkiye dünya makarna ihracatında 8.
sırada bulunmaktadır.
Dünya İthalatı
Dünya’da makarna ürünlerine olan genel talep, artan dünya nüfusu, gelişmekte olan
ülkelerin geleneksel mutfaklarında yer almasa bile, artan kişi başına milli gelirler ile birlikte
batı tarzı yemek alışkanlıklarına yönelen ilgi ve bu ürünlerin lezzeti, ucuzluğu, besleyici
olması, kolay hazırlanması, uzun süre muhafaza edilebilmesi gibi özelliklerinden dolayı
istikrarlı bir artış göstermektedir. Makarna ürünlerinin, üretiminin temel hammaddesi olan
durum buğdayına bağımlılığı ve makarnalık sert buğday türünün dünyanın belirli
bölgelerinde yetişiyor olması bu ürünlerin talep edildiği ancak, üretimin yurt içi talebi
karşılamaya yetmediği veya hiç üretimin yapılmadığı ülkeleri net ithalatçı konumuna
sokmaktadır. Ülkeler, bazı zamanlarda kendi iç pazarlarında ürün çeşitliliğini sağlamak
amacıyla da ithalat yapabilmektedir.
Makarna ürünlerinin dünyadaki en önemli ithalatçıları A.B.D.. başta olmak üzere, Almanya
Fransa, İngiltere ve Kanada’dır. İtalya, bu ülkelerin en önemli tedarikçisi konumunu uzun
yıllardır muhafaza etmeyi başarmıştır.
Etiketler: makarna, makarna ithalatı , makarna ihracatı , makarna pazar araştırması , Türkiye makarna pazar araştırması , Türkiye makarna üretimi, dünya makarna üretimi ,makarna gtip no ,makarna SITC no
Hediyelik Eşya Ve El Sanatları Ürünleri İhracatı
HEDİYELİK EŞYA VE EL SANATLARI ÜRÜNLERİ
Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli
uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik
oluşturmuştur. Geleneksel Türk El Sanatlarını; halıcılık, kilimcilik, cicim zili, sumak, kumaş
dokumacılığı, yazmacılık, çinicilik, seramik-çömlek yapımcılığı, işlemecilik, oya yapımcılığı,
deri işçiliği, müzik aletleri yapımcılığı, taş işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, semercilik, maden
işçiliği, keçe yapımcılığı, örmecilik, ahşap ve ağaç işçiliği, arabacılık vb. sıralanabilir.
Geleneksel el sanatlarımızdan dokumaların hammaddeleri yün, tiftik, pamuk, kıl ve ipekten
sağlanmaktadır. Dokuma; eğirme veya başka yollarla iplik haline getirilerek veya elyafı
birbirine değişik metotlarla tutturarak bir bütün meydana getirme yoluyla elde edilen her
cins kumaş, örgü, döşemelik, halı, kilim, zili, cicim, keçe, kolonlar vb.'dir. Dokumacılık
Anadolu'da çok eskiden beri yapılagelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş ve olmaya
devam eden bir el sanatıdır.
El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oyalar; süslemek, süslenmek amacından başka
taşıdıkları anlamlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır. Günümüzde Anadolu'da
tığ, iğne, mekik, firkete / filkete gibi araçlarla yapılan oyaların ya bordür ya da bir motif
olarak tasarlanmış olanları, kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklerine göre değişik
adlar almaktadır. Bunlar; iğne, tığ, mekik, firkete / filkete, koza, yün, mum, boncuk ve
kumaş artığı olarak sıralanabilir. Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep,
İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha
yoğun olarak yapılmakta, ancak eski önemini kaybederek çeyiz sandıklarında varlığını
korumaya çalışmaktadır.
Geleneksel kıyafetlerle birlikte kullanılan oyalarımızın yanı sıra takılarda dikkat çekici
aksesuarlardandır. Anadolu'da yaşamış tüm uygarlıklar değerli ve yarı değerli taşlarla
metalle birlikte veya ayrı işleyerek sanatsal nitelikli eserler üretmişlerdir. Selçuklularla
birlikte gelen değişik üslupların en önemlisi Türkmen takılarıdır. Osmanlı İmparatorluğu
döneminde ise imparatorluğun gelişimine paralel olarak mücevhercilik önem kazanmıştır.
Anadolu'da Tunç Çağında bakır, kalay katılarak tuncun elde edilmesinden sonraki
dönemlerde bakır, altın, gümüş gibi madenler de dövme ve dökme tekniğiyle
işlenmişlerdir.
En çok kullanılan maden bakır, kalaylanarak mutfak eşyası yapımıyla
sürdürülmektedir. Maden işçiliğinde dövme, telkari, kazıma (kalemkar), çekiç işi kakma,
küftgani, savatlama, ajur kesme gibi teknikler kullanılmaktadır.
Bakırın yanı sıra pirinç, altın, gümüş gibi metallerle yapılan el sanatları günümüzde üstün
işçilik ve çeşitli tasarımlarla yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Ahşap işçiliği Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişip, kendine özgü bir niteliğe ulaşmıştır.
Selçuklu ve Beylikler dönemi ağaç eserler daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları
gibi mimari elemanlar olup üstün işçilik içermişlerdir.
Osmanlı döneminde sadeleşerek
daha çok sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, kayık, rahle, Kuran
muhafazası gibi gündelik kullanım eşyaları ve pencere, dolap kapağı, kiriş, konsol, tavan,
mihrap, minber, sanduka gibi mimari eserlerde uygulanmıştır. Ağaç işçiliğinde kullanılan
malzeme daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacıdır. Kakma, boyama,
kündekâriz, kabartma-oyma, kafes, kaplama, yakma gibi tekniklerle işlenen ahşap eşyalar
günümüzde de kullanılmaktadır.
Bu teknikler Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beykoz, Ordu illerinde halen
devam eden baston yapımcılığı ile günümüze ulaşmıştır. İşçiliğin yanı sıra hammaddesine
göre değer kazanan baston ve asaların kullanımı yüzyıllar boyunca sürmüş, 19. yüzyılda
yaygınlaşmıştır. Baston ve asaların sap kısımları; gümüş, altın, kemik, sedef gibi
malzemelerden, gövde kısımları ise gül, kiraz, abanoz, kızılcık, bambu, kamış vb.
ağaçlardan yapılmaktadır.
Mimariye bağlı olarak gelişen diğer bir sanat kolu da çini sanatıdır. Anadolu'ya
Selçuklularla girmiştir. Figürlü sanat eserlerini kullanmaktan çekinmeyen Selçuklu
sanatkarlar özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuşlardır. 14. yüzyılda İznik, 15.
yüzyılda Kütahya, 17. yüzyılda Çanakkale'de başlayan seramik sanatı bu yörelerde
kendilerine has renk, desen, form özellikleri ile Osmanlı Dönemi seramik ve çini sanatına
yeni yorumlar getirmiştir. 14. - 19. yüzyıllar arası Türk çini ve seramik sanatı fevkalade
yaratıcı işçiliği ile dünya çapında üne kavuşmuştur. Günümüzde çini merkezi Kütahya'dır.
Burada daha ziyade Selçuklu renk, desenler taklit edilerek üretim yapılmaktadır.
Anadolu uygarlıklarından elde edilen cam işçiliğinin en seçkin örnekleri günümüzde
"cam"ın tarihi gelişimi konusuna ışık tutmaktadır. Çeşitli model ve formlarda vitray,
Selçuklular döneminde geliştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un
fethiyle camcılığın merkezi bu kent olmuştur. Çeşm-i bülbül, Beykoz işi bu dönemden
günümüze ulaşabilen tekniklerden bazılarıdır.
Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir-Görece köyündeki ustalar
tarafından gerçekleştirilmiştir. Anadolu'nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam
boncukları görmek mümkündür. Nazarlık yoluyla canlı veya nesneye yönelen bakışların
dikkatinin başka bir nesneye yöneleceğine inanılır. Bu nedenle nazar boncuğundan
yapılan nazarlıklar canlının veya nesnenin görünen bir yerine takılır.
Geleneksel mimaride dış cephe ve iç mekan süslemesinde taş işçiliğinde önemli bir yer
tutmaktadır. Taş işçiliğinin mimari dışında en çok kullanım alanı mezar taşlarıdır. Oyma,
kabartma, kazıma (profito) gibi teknikler uygulanmaktadır. Kullanılan süsleme öğeleri,
bitkisel, geometrik motifler ile yazı ve figürlerdir. Hayvansal figür azdır. İnsan figürlerine ise
Selçuklu Dönemi eserlerinde rastlanmaktadır.
Günümüzde fonksiyonunu henüz kaybetmeyen sepetçilik atalardan öğrenildiği gibi halen;
saz, söğüt ve fındık dallarından örülerek yapılmaktadır. Eşya, yiyecek vb. taşıma
amacından başka ev içi dekorasyonunda da kullanılmaya başlanmıştır. Hayvancılıkla
uğraşan kırsal kesimlerde yaygın olarak kullanılan keçe, çul ve ağaçtan yapılan semer
kullanıldığı dönem boyunca geleneksel sanatların bir kolunu oluşturmuştur. Günümüzde
başta endüstrileşme olmak üzere değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı olarak
üretimleri hemen hemen kaybolmaktadır.
DIŞ TİCARET
İhracat
Türkiye’nin el sanatları ve hediyelik eşya ihracatı, 2011yılında 335.3 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. İhracat içinde en önemli ürün grubu, 166 milyon dolarlık ihracatla el
halıları olup, ABD, Japonya ve Fransa en önemli ihraç pazarlarımızdır.
Hediyelik eşya ihracatında ikinci önemli ihraç kalemi gümüş mücevherattır. 2011 yılı
ihracatı 103 milyon dolardır. Başlıca ihraç pazarları ABD, Almanya ve BAE’dir.
İhracat
Dünya hediyelik eşya ihracatı, 2010 yılında 58.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. En
fazla ihraç edilen ürün elle yapılmış tablo ve resimler, dekoratif levhalardır. Dünya
hediyelik eşya ihracatında önemli olan diğer ürünler, kıymetli metaller ve kaplamalarından
kuyumcu eşyası, gümüş mücevherat ve imitasyon mücevherattır.
TÜRKİYE’DE DÜZENLENEN FUARLAR
Türkiye’de her yıl belli başlı 4 hediyelik eşya ve el sanatları fuarı düzenlenmektedir. Bunlar,
Bijoux Expo Turkiye - www.bijouxexpoturkey.com/
SOUVEEXPO-Souvenir Expo Turkey-
PROMOTURK- Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı- www.promoturk.org/
ZUCHEX- Uluslararası Zücaciye, Ev Eşyası, Dekoratif ve Elektrikli Ev Gereçleri
Fuarı - www.zuchex.com/
Fuarların tümü her yıl Eylül ayında İstanbul’da düzenlenmektedir.
FAYDALI LİNKLER
DÖSİMM
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü
http://dosim.kulturturizm.gov.tr
HEDİYELİK EŞYA VE EL SANATLARI ÜRÜNLERİ
Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli
uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik
oluşturmuştur. Geleneksel Türk El Sanatlarını; halıcılık, kilimcilik, cicim zili, sumak, kumaş
dokumacılığı, yazmacılık, çinicilik, seramik-çömlek yapımcılığı, işlemecilik, oya yapımcılığı,
deri işçiliği, müzik aletleri yapımcılığı, taş işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, semercilik, maden
işçiliği, keçe yapımcılığı, örmecilik, ahşap ve ağaç işçiliği, arabacılık vb. sıralanabilir.
Geleneksel el sanatlarımızdan dokumaların hammaddeleri yün, tiftik, pamuk, kıl ve ipekten
sağlanmaktadır. Dokuma; eğirme veya başka yollarla iplik haline getirilerek veya elyafı
birbirine değişik metotlarla tutturarak bir bütün meydana getirme yoluyla elde edilen her
cins kumaş, örgü, döşemelik, halı, kilim, zili, cicim, keçe, kolonlar vb.'dir. Dokumacılık
Anadolu'da çok eskiden beri yapılagelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş ve olmaya
devam eden bir el sanatıdır.
El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oyalar; süslemek, süslenmek amacından başka
taşıdıkları anlamlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır. Günümüzde Anadolu'da
tığ, iğne, mekik, firkete / filkete gibi araçlarla yapılan oyaların ya bordür ya da bir motif
olarak tasarlanmış olanları, kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklerine göre değişik
adlar almaktadır. Bunlar; iğne, tığ, mekik, firkete / filkete, koza, yün, mum, boncuk ve
kumaş artığı olarak sıralanabilir. Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep,
İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha
yoğun olarak yapılmakta, ancak eski önemini kaybederek çeyiz sandıklarında varlığını
korumaya çalışmaktadır.
Geleneksel kıyafetlerle birlikte kullanılan oyalarımızın yanı sıra takılarda dikkat çekici
aksesuarlardandır. Anadolu'da yaşamış tüm uygarlıklar değerli ve yarı değerli taşlarla
metalle birlikte veya ayrı işleyerek sanatsal nitelikli eserler üretmişlerdir. Selçuklularla
birlikte gelen değişik üslupların en önemlisi Türkmen takılarıdır. Osmanlı İmparatorluğu
döneminde ise imparatorluğun gelişimine paralel olarak mücevhercilik önem kazanmıştır.
Anadolu'da Tunç Çağında bakır, kalay katılarak tuncun elde edilmesinden sonraki
dönemlerde bakır, altın, gümüş gibi madenler de dövme ve dökme tekniğiyle
işlenmişlerdir.
En çok kullanılan maden bakır, kalaylanarak mutfak eşyası yapımıyla
sürdürülmektedir. Maden işçiliğinde dövme, telkari, kazıma (kalemkar), çekiç işi kakma,
küftgani, savatlama, ajur kesme gibi teknikler kullanılmaktadır.
Bakırın yanı sıra pirinç, altın, gümüş gibi metallerle yapılan el sanatları günümüzde üstün
işçilik ve çeşitli tasarımlarla yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Ahşap işçiliği Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişip, kendine özgü bir niteliğe ulaşmıştır.
Selçuklu ve Beylikler dönemi ağaç eserler daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları
gibi mimari elemanlar olup üstün işçilik içermişlerdir.
Osmanlı döneminde sadeleşerek
daha çok sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, kayık, rahle, Kuran
muhafazası gibi gündelik kullanım eşyaları ve pencere, dolap kapağı, kiriş, konsol, tavan,
mihrap, minber, sanduka gibi mimari eserlerde uygulanmıştır. Ağaç işçiliğinde kullanılan
malzeme daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacıdır. Kakma, boyama,
kündekâriz, kabartma-oyma, kafes, kaplama, yakma gibi tekniklerle işlenen ahşap eşyalar
günümüzde de kullanılmaktadır.
Bu teknikler Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul-Beykoz, Ordu illerinde halen
devam eden baston yapımcılığı ile günümüze ulaşmıştır. İşçiliğin yanı sıra hammaddesine
göre değer kazanan baston ve asaların kullanımı yüzyıllar boyunca sürmüş, 19. yüzyılda
yaygınlaşmıştır. Baston ve asaların sap kısımları; gümüş, altın, kemik, sedef gibi
malzemelerden, gövde kısımları ise gül, kiraz, abanoz, kızılcık, bambu, kamış vb.
ağaçlardan yapılmaktadır.
Mimariye bağlı olarak gelişen diğer bir sanat kolu da çini sanatıdır. Anadolu'ya
Selçuklularla girmiştir. Figürlü sanat eserlerini kullanmaktan çekinmeyen Selçuklu
sanatkarlar özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuşlardır. 14. yüzyılda İznik, 15.
yüzyılda Kütahya, 17. yüzyılda Çanakkale'de başlayan seramik sanatı bu yörelerde
kendilerine has renk, desen, form özellikleri ile Osmanlı Dönemi seramik ve çini sanatına
yeni yorumlar getirmiştir. 14. - 19. yüzyıllar arası Türk çini ve seramik sanatı fevkalade
yaratıcı işçiliği ile dünya çapında üne kavuşmuştur. Günümüzde çini merkezi Kütahya'dır.
Burada daha ziyade Selçuklu renk, desenler taklit edilerek üretim yapılmaktadır.
Anadolu uygarlıklarından elde edilen cam işçiliğinin en seçkin örnekleri günümüzde
"cam"ın tarihi gelişimi konusuna ışık tutmaktadır. Çeşitli model ve formlarda vitray,
Selçuklular döneminde geliştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un
fethiyle camcılığın merkezi bu kent olmuştur. Çeşm-i bülbül, Beykoz işi bu dönemden
günümüze ulaşabilen tekniklerden bazılarıdır.
Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir-Görece köyündeki ustalar
tarafından gerçekleştirilmiştir. Anadolu'nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam
boncukları görmek mümkündür. Nazarlık yoluyla canlı veya nesneye yönelen bakışların
dikkatinin başka bir nesneye yöneleceğine inanılır. Bu nedenle nazar boncuğundan
yapılan nazarlıklar canlının veya nesnenin görünen bir yerine takılır.
Geleneksel mimaride dış cephe ve iç mekan süslemesinde taş işçiliğinde önemli bir yer
tutmaktadır. Taş işçiliğinin mimari dışında en çok kullanım alanı mezar taşlarıdır. Oyma,
kabartma, kazıma (profito) gibi teknikler uygulanmaktadır. Kullanılan süsleme öğeleri,
bitkisel, geometrik motifler ile yazı ve figürlerdir. Hayvansal figür azdır. İnsan figürlerine ise
Selçuklu Dönemi eserlerinde rastlanmaktadır.
Günümüzde fonksiyonunu henüz kaybetmeyen sepetçilik atalardan öğrenildiği gibi halen;
saz, söğüt ve fındık dallarından örülerek yapılmaktadır. Eşya, yiyecek vb. taşıma
amacından başka ev içi dekorasyonunda da kullanılmaya başlanmıştır. Hayvancılıkla
uğraşan kırsal kesimlerde yaygın olarak kullanılan keçe, çul ve ağaçtan yapılan semer
kullanıldığı dönem boyunca geleneksel sanatların bir kolunu oluşturmuştur. Günümüzde
başta endüstrileşme olmak üzere değişen yaşam şartları ve değer yargılarına bağlı olarak
üretimleri hemen hemen kaybolmaktadır.
DIŞ TİCARET
İhracat
Türkiye’nin el sanatları ve hediyelik eşya ihracatı, 2011yılında 335.3 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. İhracat içinde en önemli ürün grubu, 166 milyon dolarlık ihracatla el
halıları olup, ABD, Japonya ve Fransa en önemli ihraç pazarlarımızdır.
Hediyelik eşya ihracatında ikinci önemli ihraç kalemi gümüş mücevherattır. 2011 yılı
ihracatı 103 milyon dolardır. Başlıca ihraç pazarları ABD, Almanya ve BAE’dir.
İhracat
Dünya hediyelik eşya ihracatı, 2010 yılında 58.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. En
fazla ihraç edilen ürün elle yapılmış tablo ve resimler, dekoratif levhalardır. Dünya
hediyelik eşya ihracatında önemli olan diğer ürünler, kıymetli metaller ve kaplamalarından
kuyumcu eşyası, gümüş mücevherat ve imitasyon mücevherattır.
TÜRKİYE’DE DÜZENLENEN FUARLAR
Türkiye’de her yıl belli başlı 4 hediyelik eşya ve el sanatları fuarı düzenlenmektedir. Bunlar,
Bijoux Expo Turkiye - www.bijouxexpoturkey.com/
SOUVEEXPO-Souvenir Expo Turkey-
PROMOTURK- Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı- www.promoturk.org/
ZUCHEX- Uluslararası Zücaciye, Ev Eşyası, Dekoratif ve Elektrikli Ev Gereçleri
Fuarı - www.zuchex.com/
Fuarların tümü her yıl Eylül ayında İstanbul’da düzenlenmektedir.
FAYDALI LİNKLER
DÖSİMM
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü
http://dosim.kulturturizm.gov.tr
21 Şubat 2013 Perşembe
Dijital Kumpas İthalatı
Dijital Kumpas İthalatında Kdv ve Gümrük Vergileri
Çin Ve Avrupa Birliği ülkelerinden mikrometre , dijital kumpas ve ölçü aletleri
ithalatında gümrük vergi oranları şu şekildedir:
En çok kayrılan ülkelerden(MFN)dijital kumpas ithalatında ,
Gümrük Vergisi % 2,7 KDV oranı %18 'dir.
Avrupa Birliği Ülkelerinden dijital kumpas ithalatında ,
Gümrük Vergisi % 0, KDV oranı %18 'dir.
Dijital kumpas ithalatında herhangi bir bir ticari önlem ya da kısıtlama(anti dumping
vergisi,sübvansiyon ve ticari koruma ) yoktur.
Türkiye'nin 2011 yılında 6 milyon 930 bin dolar dijital kumpas,mikrometre ve diğer ölçüm
aletleri ithalatı gerçekleştirmiştir.
Dijital kumpas ithalatında başlıca ülkeler ve ithalat rakamları şu şekildedir :
Japonya : 2,876 bin dolar
Çin : 1 ,774 bin dolar
Almanya : 888 bin dolar
Türkiye 'nin mikrometre , dijital kumpas ve diğer ölçüm aletleri ihracatı 2011 yılı itibariyle
423 bin dolar.Türkiye , ithalatında uyguladığı düşük gümrük vergilerine karşılık
ihracatında %5 -%30 arasında değişen gümrük vergi oranlarına tabi tutulmaktadır.
Dijital Kumpas , mikrometre ve diğer ölçüm alerleri ithalatında özel bir belge gerekmemektedir.
Dijital kumpas ithalatında aranan belgeler :
Gümrük Özet Beyan
Gümrük Beyannamesi
ithal eşyasına ait gümrük kıymet bildirimi
Ticari Fatura
Proforma Fatura
Çeki Listesi
Menşe Şahadetnaamesi
ATR
EUR .1
EUR MED
Konşimento
Sigorta Poliçesi
Japonya ve diğer ülkelerden dijital kumpas ithalatı için bize e-mail ile ulaşınız:
info@ithalatihracat.biz
Dijital Kumpas İthalatında Kdv ve Gümrük Vergileri
Çin Ve Avrupa Birliği ülkelerinden mikrometre , dijital kumpas ve ölçü aletleri
ithalatında gümrük vergi oranları şu şekildedir:
En çok kayrılan ülkelerden(MFN)dijital kumpas ithalatında ,
Gümrük Vergisi % 2,7 KDV oranı %18 'dir.
Avrupa Birliği Ülkelerinden dijital kumpas ithalatında ,
Gümrük Vergisi % 0, KDV oranı %18 'dir.
Dijital kumpas ithalatında herhangi bir bir ticari önlem ya da kısıtlama(anti dumping
vergisi,sübvansiyon ve ticari koruma ) yoktur.
Türkiye'nin 2011 yılında 6 milyon 930 bin dolar dijital kumpas,mikrometre ve diğer ölçüm
aletleri ithalatı gerçekleştirmiştir.
Dijital kumpas ithalatında başlıca ülkeler ve ithalat rakamları şu şekildedir :
Japonya : 2,876 bin dolar
Çin : 1 ,774 bin dolar
Almanya : 888 bin dolar
Türkiye 'nin mikrometre , dijital kumpas ve diğer ölçüm aletleri ihracatı 2011 yılı itibariyle
423 bin dolar.Türkiye , ithalatında uyguladığı düşük gümrük vergilerine karşılık
ihracatında %5 -%30 arasında değişen gümrük vergi oranlarına tabi tutulmaktadır.
Dijital Kumpas , mikrometre ve diğer ölçüm alerleri ithalatında özel bir belge gerekmemektedir.
Dijital kumpas ithalatında aranan belgeler :
Gümrük Özet Beyan
Gümrük Beyannamesi
ithal eşyasına ait gümrük kıymet bildirimi
Ticari Fatura
Proforma Fatura
Çeki Listesi
Menşe Şahadetnaamesi
ATR
EUR .1
EUR MED
Konşimento
Sigorta Poliçesi
Japonya ve diğer ülkelerden dijital kumpas ithalatı için bize e-mail ile ulaşınız:
info@ithalatihracat.biz
Türkiye'nin Ham İpek Kumaşı ithalatı ve İhracatı
2011 yılında Türkiye'nin ham ipek ithalatı 3 milyon 359 bin dolar 'dır.
Özbekistan'dan 1 milyon 599 bin dolar ,Çin'den 1 milyon 212 bin dolar ve
Türkmenistan'dan 276 bin dolar ham ipek ithal ediliştir.
Türkiye Dünyadan ortalama ham ipeği tonunu 29.465 $ dan ithal etmiştir.
Özbekistan 23.17$/ton , Çin 40.400$/ton ,Türkmenistan 27.600$ ,/ton , İtalya
57.533$/ton ,Brezilya 50.500$/ton 'dan ithal edilmiştir.
2011 yılında Türkiye'nin ham ipek ithalatı 3 milyon 359 bin dolar 'dır.
Özbekistan'dan 1 milyon 599 bin dolar ,Çin'den 1 milyon 212 bin dolar ve
Türkmenistan'dan 276 bin dolar ham ipek ithal ediliştir.
Türkiye Dünyadan ortalama ham ipeği tonunu 29.465 $ dan ithal etmiştir.
Özbekistan 23.17$/ton , Çin 40.400$/ton ,Türkmenistan 27.600$ ,/ton , İtalya
57.533$/ton ,Brezilya 50.500$/ton 'dan ithal edilmiştir.
Ukraynadan Turba Briket ve Öğütülmüş Briket İthalatı
ODUN KÖMÜR İTHALATI GÜMRÜK VERGİSİ VE KDV ORANLARI
Odun Kömürü(charcoal) GTİP NO: 4402
Ukrayna 'nın geleneksel katı yakıtları içerisinde odun kömürü tüketimi katı yakıtlar içerisinde
önemli bir yere sahiptir.
Özellikle Ukrayna 'nın batısında Slavala bölgesinde odun kömürü( charcoal ) briketi üretilmektedir.
Ve bu bölgedeki odun kömürü nem miktarı %5 tir.Ayrıca kokusuz ve uzun süre yanma özelliğine
sahip olması Ukrayna odun kömürünü tercih edilmesinde bir etkendir.
Odessa bölgesinde de odun kömürü üreten firmalar mevcuttur.
Firmalar aylık 300 -500 ton arası odun kömürü üretebilme kapasitesine sahiptir.
Dünya odun kömürü piyasasına baktığımızda(2011yılına ait) :
Endonezya ,Polanya ,Arjantin ,Belçika ,Nijerya ,Paraguay ,Ukrayna,Myanmar,
Çin,Malezya ,Meksika ,Hindistan gibi önemli odun kömürü ihracatçılarıdır.
Odun kömürü dünya ihracat fiyatı 377 dolar / ton 'dur(2011 yılı)
Malezya odun kömürü ihracat fiyatı 686 $ /tondur (2011 yılı)
Ukrayna odun kömürü ihracat fiyatı 439 dolar/ton'dur(2011 yılı ).
Türkiye Ukraynadan odun kömürünü tonunu 400 dolardan ithal etmiştir.
Türkiye'nin odun kömürü ithalatına baktığımızda (2011 yılı ) 10 milyon 560 bin
dolarlık ithalat yapıldığını görüyoruz.
Türkiye, odun kömürünü dünyadan tonunu 330 dolara ithal etmiştir.
Türkiye ,odun kömüründe %0 gümrük vergisi almaktadır. Odun kömüründe ise kdv oranı %18 dir.
KAYNAK :TRADEMAP-www.trademap.com
ODUN KÖMÜR İTHALATI GÜMRÜK VERGİSİ VE KDV ORANLARI
Odun Kömürü(charcoal) GTİP NO: 4402
Ukrayna 'nın geleneksel katı yakıtları içerisinde odun kömürü tüketimi katı yakıtlar içerisinde
önemli bir yere sahiptir.
Özellikle Ukrayna 'nın batısında Slavala bölgesinde odun kömürü( charcoal ) briketi üretilmektedir.
Ve bu bölgedeki odun kömürü nem miktarı %5 tir.Ayrıca kokusuz ve uzun süre yanma özelliğine
sahip olması Ukrayna odun kömürünü tercih edilmesinde bir etkendir.
Odessa bölgesinde de odun kömürü üreten firmalar mevcuttur.
Firmalar aylık 300 -500 ton arası odun kömürü üretebilme kapasitesine sahiptir.
Dünya odun kömürü piyasasına baktığımızda(2011yılına ait) :
Endonezya ,Polanya ,Arjantin ,Belçika ,Nijerya ,Paraguay ,Ukrayna,Myanmar,
Çin,Malezya ,Meksika ,Hindistan gibi önemli odun kömürü ihracatçılarıdır.
Odun kömürü dünya ihracat fiyatı 377 dolar / ton 'dur(2011 yılı)
Malezya odun kömürü ihracat fiyatı 686 $ /tondur (2011 yılı)
Ukrayna odun kömürü ihracat fiyatı 439 dolar/ton'dur(2011 yılı ).
Türkiye Ukraynadan odun kömürünü tonunu 400 dolardan ithal etmiştir.
Türkiye'nin odun kömürü ithalatına baktığımızda (2011 yılı ) 10 milyon 560 bin
dolarlık ithalat yapıldığını görüyoruz.
Türkiye, odun kömürünü dünyadan tonunu 330 dolara ithal etmiştir.
Türkiye ,odun kömüründe %0 gümrük vergisi almaktadır. Odun kömüründe ise kdv oranı %18 dir.
KAYNAK :TRADEMAP-www.trademap.com
Ayakkabı İthalatı Nasıl Yapılır ?
Ayakkabı İthalatı yapmak için özel bir ithalat belgesine ihtiyaç yoktur.
Vergi numarasına sahip her gerçek kişi ve tüzel kişi ile tüzel kişilik statüsüne
olmamakla birlikte yürürlükteki mevzuat hükümlerine istinaden hukuki tasarruf
yetkisi tanınan her kişi ortaklıkları ithalat işlemlerini yürütebilir.
Ayakkabı ithalatında vergilendirme işlemi (gümrük vergi oranları ) malın çeşidine
göre (gümrük tarife istatistik pozisyonu- hs code harmonised system code vs) ve
malın menşeine göre değişmektedir.
Ayakkabı GTİP no : 64 -ayakkabılar , getrler , tozluklar ,tozluklar vb. eşya ve aksamı
Ayakkabı ithalatında gümrük vergisi ve kdv oranı gtip 6401.10 'e göre ,
Gümrük Vergi Oranı (AB ülkelerinden ) :%0
MFN ülkelerinden ithalatında Gümrük Vergisi : %17
KDV Oranı : %8
Ayakkabı ithalatında özel bir belge aranmamaktadır.
Ayakkabı ithalatına başlamadan önce , ülkemiz gümrüğünde gerekli prosedürler ,belgeler ,
ithalatını düşündüğünüz malın tam ve doğru gtip numarasının belirlenmesi , gümrük
vergisi ,kdv ,diğer masraflar ve yaklaşık maliyet konusunda tecrübeli gümrük
müşavirlerine danışınız.
İthalat yapmadan önce ,
1) ithalatını düşündüğünüz ürünleri yerel piyasada talebi var mı ,
2) İthalatın maliyetinin hesaplanması
3) İthalatın riskleri nelerdir
4) Güvenilir tedarikçileri bulunması ve seçilmesi
5) Ticari terimlerin bilinmesi (ödeme ve teslim şekilleri )
gibi konulara dikkat etmekte fayda vardır.
Ayakkabı İthalatı yapmak için özel bir ithalat belgesine ihtiyaç yoktur.
Vergi numarasına sahip her gerçek kişi ve tüzel kişi ile tüzel kişilik statüsüne
olmamakla birlikte yürürlükteki mevzuat hükümlerine istinaden hukuki tasarruf
yetkisi tanınan her kişi ortaklıkları ithalat işlemlerini yürütebilir.
Ayakkabı ithalatında vergilendirme işlemi (gümrük vergi oranları ) malın çeşidine
göre (gümrük tarife istatistik pozisyonu- hs code harmonised system code vs) ve
malın menşeine göre değişmektedir.
Ayakkabı GTİP no : 64 -ayakkabılar , getrler , tozluklar ,tozluklar vb. eşya ve aksamı
Ayakkabı ithalatında gümrük vergisi ve kdv oranı gtip 6401.10 'e göre ,
Gümrük Vergi Oranı (AB ülkelerinden ) :%0
MFN ülkelerinden ithalatında Gümrük Vergisi : %17
KDV Oranı : %8
Ayakkabı ithalatında özel bir belge aranmamaktadır.
Ayakkabı ithalatına başlamadan önce , ülkemiz gümrüğünde gerekli prosedürler ,belgeler ,
ithalatını düşündüğünüz malın tam ve doğru gtip numarasının belirlenmesi , gümrük
vergisi ,kdv ,diğer masraflar ve yaklaşık maliyet konusunda tecrübeli gümrük
müşavirlerine danışınız.
İthalat yapmadan önce ,
1) ithalatını düşündüğünüz ürünleri yerel piyasada talebi var mı ,
2) İthalatın maliyetinin hesaplanması
3) İthalatın riskleri nelerdir
4) Güvenilir tedarikçileri bulunması ve seçilmesi
5) Ticari terimlerin bilinmesi (ödeme ve teslim şekilleri )
gibi konulara dikkat etmekte fayda vardır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)